İlk
soru çok açık: Büyük işadamlarının durduk yerde kulüplerin başına geçip
trilyonlarca lirayı futbola yatırmalarının ardında futbol aşkı mı var?
Cevap da en az soru kadar açık: FİFA’nın ünlü başkanı Havalange’nin FİFA’nın
başına geçmek için 1970’lerin başında su gibi para akıtmasının sebebi her neyse
bu işadamlarının da derdi de odur!
Amaç
ne olabilir?
Pek çok şey elbette ama İtalyan toplumbilimci Adrien Lyttelton
şöyle der, “15. yüzyılda varlıklı bir adam kentin efendisi olabilmek için en
iyi fırıncıları tutardı; 21. yüzyılda ise görkem kazanmak için en iyi
futbolcuları satın almak gerekmektedir”.
Bir alıntı da Elif Yılmaz’dan yapayım, “futbol yalnızca toplumsal
gerilimleri düşürmek ve siyasi rant sağlamak amacıyla değil; kimi zaman vergi
kaçırmak, kara para aklamak gibi yollarla
haksız kazanç için de tüm dünyada
kullanılıp, sömürülmektedir.”
Futbolda
şirketleşme neden bizi rahatsız etmeli?
“Müşteri değil
taraftarız biz” sloganı bence sorunun altını dolduruyor ama hesabı şurdan
yapalım: Bu gün itibariyle maç günü
gelirleri gibi klasik gelirlerin toplam gelirler içindeki payı %90 lardan %40
düzeylerine gerilemiştir. Bu şu anlama gelir; artık tribünleri doldurma çabası
kitle büyüklüğünü göstererek diğer yatırımların önünü açma amacı taşımaktadır.
Yatırımcılara hali hazırda bir pazar olduğunu tribünden daha güzel ne
anlatabilir ki?
Bunun
ne gibi zararı olacak?
Kuralları basit bir oyunken ayak
topu, işleyişine karışamadığımız bir yönetim mekanizmasının elinde kontrol
edilemez bir büyüme hızıyla her yere savrulabilir. Hadi geçtik futbolun
romantizmini, oyun bu gün olduğu gibi tamamıyla elimizden kayıp gidebilir. Şu
an futboldan çok futbol ile ilgili iddiaları konuşuyor olmak hangimizin bir
hatasıydı? Bizler sadece sahaya odaklanmıştık ya da futbolcular, teknik
adamlar... Onlar için de oldukça zor bir dönem, yeni futbol düzeninin
korunmasız personeli durumundalar!
Şike
iddialarını nasıl değerlendirmeliyiz?
Uzun boylu laflara,
futbolda şike var mı, teşvik olayları hâlâ yaşanmakta mı, el elden üstün mü,
parası olan daha güçlü mü gibi tartışmalara girmeye hiç gerek yok. Oyuna farklı
bir boyut getiren bahis şirketleri ne zaman liglerin isim hakkını almaya, ne
zaman formalarda boy göstermeye başladılar, işte o zaman mertlik bozuldu. Çünkü
artık ortada futbol değil, kumar oynanmaya başlandı. Ve unutulmasın, en iyi
kumarbazlar,
hile yapabilenlerdir!
Bu
sonuca nasıl ulaşıyoruz, elimizde somut veriler var mı?
Olmaz
mı... Sponsorluk yapılan ligler arasında Casino Eredivisie (Hollanda 1. Ligi),
LigaBetandwin (Portekiz 1. Ligi) ve İddaa Lig (Türkiye 3. Ligi) var.
Bu
hiç tepki çekmedi mi?
Önceleri bahis şirketlerinin bu yöndeki
atılımları hoş karşılanmamıştı. Ama nereye kadar? Sonunda şirketler bir karar
aldı ve sponsorluk anlaşmalarına kadar uzadı işler. Ayrıca Real Betis, Globet
ile anlaştığında tepki çekmişti. 888 ile anlaşan Middlesbrough da aynı
durumdaydı. Şimdi ise bahis şirketleri formaların üzerinde virüs hızıyla
yayılıyor: Real Betis (Globet), Middlesbrough (888), Toulouse (888), Sevilla
(888), Milan (BAW), Werder Bremen (BAW), Auxere (BAW), Tottenham (Mansion),
Aston Villa (32red), Blackburn Rovers (Ber.24), Athletico Bilbao (Expekt)
listeyi uzatmak mümkün... Saydığımız takımlar ülkelerinin birinci liginde
oyandıkları dönemde bu reklamları taşımaya başladılar. Bu ülkelerin alt
liglerinde ya da diğer ülkelerin liglerinden örnek olabilecek takımların sayısı
artabilir.
Oldukça
ilginç bir hal almış desenize futbol?
Dahası da var. Aşağıdaki
takımların formalarında olmasa da ikinci sponsorları birer bahis şirketi: West
Ham (Pinaccale), Atletico Madrid (Ladbrokers), Espanyol (Interwetten),
Recreativo (Interwetten)...
Bakın oyuna renk getirecek, adrenalini yükseltecek
yeni oyunlar tercih meselesidir. Sen oynarsın o oynamaz orası çok önemli değil.
Ama futbolun baş aktörü haline gelirse bu işleyiş işte o zaman sıkıntı doğmaya,
hesaplar başka yerlerden yapılmaya başlanır. Yani ligin sonunda kimin şampiyon
olacağına ilişkin yüklü yatırım yapan şirketler hangi takımı tutacaktır?
Elbette CEOların da gönlünde birer takım vardır ama hiç sanmıyorum o dakika
kendi takımlarını tutsunlar...
Sonuç
olarak...
Geldiğimiz nokta küresel sermayenin tek güç olma
erkiyle açıklanabilir ancak öncelikle local güçler hedef alınıyor.
Mahallelerdeki bakkalları kapatan süper marketler gibi, mahalle arasındaki
futbol da kepenk indiriyor bir bir... Yiğiter Uluğ’un da söylediği gibi “Futbol
büyüyor... Giderek dünyanın en ücra köşelerine sızıyor, popülaritesinin önünde
hiçbir güç duramıyor. Büyüdükçe kazanıyor, kazandıkça etrafına da kazandırıyor.
Fakat bu güzel oyunun saflığı, masumiyeti, mahalle arasına özgü heyecanları da
kaybediyor bir bir...”
Romantik Komedi
Barcelona Başkanı Sandro Rosell'e yakınlığıyla
bilinen FIFA menajeri Bayram Tutumlu, Katalan temsilcisine hayranlığı ile
bilinen Barzani ile Barça arasında gönül elçisi oldu. Tutumlu,
Erbil’de ziyaret ettiği Barzani’ye Barcelona
Başkanı Rosell’in gönderdiği forma, kulüp flaması ve futbol topunu
teslim etti.
Üzerinde
ismi yazılı olan ve Rosell’in imzaladığı 10 numaralı Barcelona formasını Bayram Tutumlu, ayrıca Mesut
Barzani’nin bir Barcelona maçına Başkan Rosell tarafından davet edildiğini
de iletti.
Ekşi Futbol
Gol: Topun çizgiyi geçip geçmediği tartışmalarının odak noktası haline gelen ve bir tarafı sevindirirken diğer tarafı üzen futbolun meyvesi.
Gündem Dışı
Statlardaki şiddet olaylarının önüne geçmeyi hedefleyen Emniyet Genel
Müdürlüğü, önemli bir toplantı gerçekleştirdi. 6222 sayılı
Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası'nın daha önceki uygulamalarıyla ilgili yapılan
sunumlar sonucunda, yürürlükteki yasanın eksikleri belirlenerek yeni bir
güvenlik önlemleri paketi hazırlandı. Futbol Federasyonu
ile yapılan görüşmeler sonrasında son şekli verilen ve hemen uygulanmaya
başlanacak yeni önlem paketi içinde şu tedbirler yer aldı:
- Biletsiz seyirciler spor sahalarının içine ve çevresine yaklaştırılmayacak. Bileti olan seyirci önce "1. halka" adı verilen güvenlik çemberinde biletini gösterdikten sonra turnikelere geçecek.
- Stadlardaki giriş turnikelerinde yer alan kameralar teknolojiye göre seyircilerin üst aramasının izlenmesi ve eşgalinin tespit edilmesini sağlayacak biçimde yenilenecek.
- Üst aramaları kulüplerin anlaştığı özel güvenlik firmalarının personelince yapılacak.
- Spor alanlarına girişte alkol kontrolü yapılacak. 0.50 ve üzeri promil sınırı uygulaması esas alınacak. Bu değerde alkol aldığı belirlenen taraftarlar spor alanlarına kesinlikle alınmayacak.
- Biletsiz seyirciler spor sahalarının içine ve çevresine yaklaştırılmayacak. Bileti olan seyirci önce "1. halka" adı verilen güvenlik çemberinde biletini gösterdikten sonra turnikelere geçecek.
- Stadlardaki giriş turnikelerinde yer alan kameralar teknolojiye göre seyircilerin üst aramasının izlenmesi ve eşgalinin tespit edilmesini sağlayacak biçimde yenilenecek.
- Üst aramaları kulüplerin anlaştığı özel güvenlik firmalarının personelince yapılacak.
- Spor alanlarına girişte alkol kontrolü yapılacak. 0.50 ve üzeri promil sınırı uygulaması esas alınacak. Bu değerde alkol aldığı belirlenen taraftarlar spor alanlarına kesinlikle alınmayacak.
Müzik Kutusu
“Ne kadar çok dinlenirse dünya o kadar çok iyi bir
yer olacak gibi geliyor” demiş ekşi
sözlük yazarı jeordie... Ne yalan söyleyeyim bende de aynı hissi uyandırdığı
için bu lafı aldım aynen yazdım. Ian Brown’dan geliyor, Illegal Attacks..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder