rıdvan dilmen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rıdvan dilmen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2010 Perşembe

"Aykut Kocaman F.Bahçe'ye hoca olsun!"



Fenerbahçe'nin efsane futbolcusu ve şimdilerde ünlü futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen Kanal D'de yayınlanan Beyaz Show'a bu hafta canlı bağlantı ile konuk oldu. Rıdvan Dilmen şovmen Beyazıt Öztürk'ün "Balkona çıksan ve üç şey dilesen ne olurdu? Fenerbahçe'ye hoca olmak istemez miydin?" sorusuna çarpıcı bir açıklama ile "Gönlümdeki teknik direktör Aykut Kocaman" dedi. Dilmen bu açıklama ile bu yıl bolca yapılan Christoph Daum - Aykut Kocaman tartışmaları ile birlikte Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'ye teknik direktörlüğü konusunda kendi görüşünü ilk defa bu kadar net bir biçimde dile getirdi. Rıdvan Dİlmen ve Beyazıt Öztürk'ün diyalogları da oldukça neşeliydi, işte o anlar...

7 Nisan 2010 Çarşamba

'Göndereceksin ağbi bu Jo'yu'(!)


Hadise şu: Jo, Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye yenildiği maçtan sonra ‘sabaha kadar alem’ yapmış. “Göndereceksin ağbi bu Jo’yu”ymuş. “Manchester City aptal mıymış, bu Jo’yu Everton’a kiralanmış, Everton aptal mıymış bu adamı Galatasaray’a vermiş.”
‘100 Büyük Türk Futbol Mütefekkiri’nden biri gibi konuşuyor Rıdvan Hoca. Ezeli rakibine yenildiler ya, bütün topçular yas ilan edecek, evlerine kapanıp “Her yer karanlık” şarkısını söyleyecek, ağıtlar yakılacak, evleri bir taziye evi olacak, falan filan...
Enikonu her maç gibi 90 dakikalık bir oyunu savaş haline getiren bu jargonu, Rıdvan Dilmen’e hiç yakıştıramadım. Jo sanki, cephede arkadaşları ölen, bir kısmını ‘düşman’ın teslim aldığı bir savaşın çavuşu... Gece, ‘vur patlasın çal oynasın’a çıkmış. Sanırsınız barın kapısında sarı-kırmızı üniformalı yaralı askerler acılar içinde inlerken, Jo, içerde bir eli bir kızın belinde, öbür eli diğer kızın boynunda, üçüncü kız da ağzından aşağı tekila döküyor. Sabaha karşı cesetler ve kaşı gözü dağılmış erlere basarak, üstüne üstlük şehvet dolu kahkahalarla geçiyor. O derbiyi, herhangi bir 90 dakikadan fazla yapan, kulüp yöneticileri başta olmak üzere, medyanın bu sıradan, o hep bildiğimiz çığırtkanlığı değil mi?
Rıdvan Dilmen’in bu çığırtkanlıkta işi ne peki? Hani nerde o muzip dil, mizahi bakış, eğlenceli tavır?
Yorumcu Rıdvan Dilmen, bütün bir futbolcu geçmişini ezerek, bize vaaz ediyor: Galatasaraylı bir futbolcu, Fenerbahçe’ye yenildiği bir maçtan sonra, haftanın tek tatil günü bile olsa eğlenemez!İnsan sevdiğinin ‘kötü’ sözlerini hatırlamaz. Algıda seçicilik belki de!
Ama şimdi yorumcu Rıdvan Dilmen’in bu hamasetinden sonra, filmi geriye sarıp, hakemin gözünden kaçan pozisyonlar olup olmadığını düşünsem mi?
Hiç gerek yok!
Ben kendimce “Gördüğümü çaldım.”


Not: Erkan Goloğlu kaleme almıştır (Radikal, 06.04.2010)

5 Nisan 2010 Pazartesi

Yeni hedef ikincilik!

Şampiyonluk yarışını, G.Saray'ın bundan sonraki şansını, kaybedilen puanları, atılamayan, yenen golleri, hepsini bir kenara bırakarak... sadece şunu söyleme gereği hissediyorum, Barış Özbek'in o saçma sapan tekmesi futbol sevgimizden çok şey eksiltti... Bence affedilmez bir davranış! Umuyorum, pfdk emsali görülmemiş bir ceza verir de, bundan sonra kimse böylesine acımasızca bir davranışa kalkışma cesaretini gösteremez...

Maça gelince... Ben Rijkaard'ı anlamakta zorluk çekiyorum diyenler kadar katı değilim, sevimsiz benzetmeler yapan sözüm ona gazetecik yazarlarını da haz etmediğim için özellikle benzetmelerden uzak duracağım... Sadece şu, (Skibbe'nin de altını çizdiği şey aslında) kendi sistemini yaratamadı, ego bütünlüğünü sağlayamamış, gündemde kalma telaşına yenik düşmüş insanlarla muhattap kalmak zorunda kaldı.. Transferleri, harcamaları, seçimleri derken hep ikinci planda kaldı... Bence en başta bunu hak etmiyor... O da bence gitmek için saçmalamanın en kolay yol olduğunu düşünüyor: )
----------------------------------------------------------------------------
Rıdvan Dilmen: Fenerbahçe karşısına 5 hücumcuyla çıkan Rijkaard, ligin en çok gol pozisyonu veren takımı Sivasspor karşısına 9 defans oyuncuyla çıktı... Kötü birşey söylemek istemiyorum ama Rijkaard ya yeteneksiz ya da birileri kafasını karıştırıyor..
------------------------------------------------------------
G.Saray'ın yeni hedefi ikincilik... Bursaspor ile evinde oynayacağı maçta psikoloji bir tuhaf olacaktır... Şampiyonlar Ligi mi, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu mu?
-------------------------------------------------------------------------

Rijkaard: "Hesaplar karıştı"

Turkcell Süper Lig'de Sivasspor ile deplasmanda 1-1 berabere kalarak şampiyonluk şansını zora sokan Galatasaray'da Hollandalı teknik adam Frank Rijkaard, şampiyonluk yolundaki hesapların daha karmaşık bir hal aldığını söyledi.
Sivasspor karşısında istediklerini yapamadıklarını ifade eden Rijkaard, "Tabii ki çok acı bir durum. Son dakikada gelen bir gol, heralde en kötü puan kaybetme şekillerinden biri oldu. Böyle bir sonucu tabii ki beklemiyorduk, çok üzgünüz. Puan farkı açıldı, artık şampiyonluk yolundaki hesaplar daha da karmaşık hale geldi. Ancak ümidimizi koruyoruz ve önümüzdeki kalan maçların hepsini kazanmaktan başka çaremiz yok. Oynadığımız sistemlere fazla takılmamak lazım. Bugün 4-1-4-1 şeklinde oynadık ve bunun da bir nedeni vardı. Ancak aldığımız sonucun bununla bir ilgisi yok. Kötü futbol oynadık ve maç 1-0 iken yakaladığımız pozisyonları değerlendiremedik." dedi.

2 Nisan 2010 Cuma

Kartal'ın iniş takımı!


Beşiktaş'ın şampiyonluk potasına yeniden girmesiyle birlikte zirvede heyecan daha da artmıştı. Mustafa Denizli'nin 'kontrolsüz' başlayan sezonun ilk bölümünün ardından alıştığımız geri dönüşlerinden biriyle ikinci yarıya başladılar ve geçen hafta Eskişehirspor karşısında alınan galibiyetle ligdeki iddialarını da ortaya koydular.

Ankaragücü maçındaysa hem eksik oyuncuların hem de başkent ekibinin hırsının da etkisiyle yarışta kaybeden unvanıyla haftayı kapattılar... Bursaspor ve Fenerbahçe'nin iç sahada oynayacak olması, G.Saray'ın da güçsüz Sivasspor deplasmanına çıkacak olması, İnönü'de heyecanın daha da azalmasına neden olabilir.

Bir de Fenerbahçe'nin Kayserispor engelini kayıpsız geçmesi durumunda gelecek haftayı da bay geçecek olması, Beşiktaş'ı derbi öncesi daha da zor durumda bırakabilir. Bu durumda Denizli'nin oyun içi stratejilerinden çok, oyun öncesi planları gündeme gelecek ki, bu da onun aslında sezonun başındaki 'kontrolsüz' kimliğine geri dönmesi anlamına geliyor.. Tabii haftaya yükselen güneş Trabzonspor ile oynuyorlar ki, bu da oldukça çetin geçecek bir maç olacak...

Bu nedenle Ankaragücü karşısında kaybedilen 2 puan siyah beyazlılar açısından oldukça önemliydi. Telafisi olmayan ve tecrübeli olanın ipi göğüsleyeceğini söyleyen Mustafa Denizli'nin Bobo'nun şutunun direkte patlamasının ardından yüzündeki o 'eyvah' görüntüsünü anlamamak hiç de zor değil!
---------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Denizli: "Ankara deplasmanında kayıp puanlarla döndüğümüzü biliyoruz. Ankaragücü elindeki yabancılar bakımından çok üst düzeyde. Her sonuç çıkabilirdi bu maçtan. Müthiş bir mücadele oldu. Bu maçı kazanmamız Beşiktaş'ın ligde büyük bir avantaj ile devam etmesini sağlayacaktı fakat olmadı. Şartlar ne olursa olsun deplasmanda maç kazanamamak önemli bir eksikliğimiz."
---------------------------------------------------------------------------------
Oyuna gelecek olursak; Beşiktaş Ferrari, Tello ve Tabata'nın eksikliğini fazlasıyla hissetti. Geriden oyun kurma, orta alanda yaratıcı olma eksikliği oyunun kontrolübü tamamen Ankara temsilcisine verdi. Yusuf'un son bölümlerde oyuna dahil olmasıyla Beşiktaş üstünlük kurmayı başardı fakat bu oyuncu da fiziksel açıdan ancak bu kadar zamanı kaldırabilirdi. Bir de Denizli, üçlü savunma anlayışı benimseyince(biraz Lucescu dizilişini anımsattı bu bana)işler daha da karmaşık hale geldi. Çünkü o dönemde geride Zago, orta alanda Guinti oyunu okumak ve Tümer, Sergen gibi yaratıcı oyunculara alan açmak konusunda son derece başarılıydılar. Beşiktaş'ın bugünkü kadrosunda bunu başarması beklenen isimler, İbrahim Toraman ve Necip..
---------------------------------------------------------------------------------
Rıdvan Dilmen: Beşiktaş’ı, Manchester United maçından sonra ilk kez üçlü savunma ile oynarken gördük. Şahsen Mustafa Denizli’nin bu hamlesini anlamış değilim. Nereden çıktı 3-5-2 çözemedim. Evet sakat oyuncular çok olabilir ama Beşiktaş’ın yine dörtlü savunma oynayacak kadrosu elinde vardı. Oyuna baktığınızda kenar adamlar Ekrem ve İbrahim Üzülmez geriye yaslanınca, Necip de kendini defansın içine atınca altı kişi savunma yaptı. Bu durumda dönen her topu Ankaragücü topladı. Beşiktaş sürekli uzaktan şut yedi.
---------------------------------------------------------------------------------
Ankaragücü ise yıldızları toparlamış... Henüz tam anlamıyla işleyen bir çarkları yok ama Sapara, Geremi, Rothen ve Vitek oynamayı bildikleri bölgelerde ön-plana çıktılar... Bunun daha derli toplu yapmaya başladıkları ve yerli oyuncuların da çarka dahil olmasıyla çok daha iddialı bir takım izleyeceğiz sanırım.