barcelona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
barcelona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Barça 'farkını' ortaya koyamadı!


İspanya La Liga’da ezeli rakibi Real Madrid ile şampiyonluk mücadelesi veren lider Barcelona, sondan bir önceki hafta Sevilla’ya konuk oldu.

37. haftaya Real Madrid’in 1 puan önünde zirvede giren Katalan ekibi, Sevilla’yı son dakikalarda zorlanmasına rağmen deplasmanda 3-2 mağlup ederek son haftaya da lider girdi.

Karşılaşmaya çok hızlı başlayan Barcelona, Arjantinli yıldızı Messi’nin 5. dakikada kaydettiği golle 1-0 öne geçti. Katalan ekibi, 29. dakikada Bojan Krkic ile farkı 2’ye çıkarttı: 0-2. Sevilla'da ’da Konko 56. dakikada ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. Barça, 62. dakikada Pedro Rodriguez’in ayağından bulduğu golle skoru 3-0 yaptı. Sevilla'nın gollerini ise, 69. dakikada Kanoute ve 71. dakikada Luis Fabiano kaydetti.

Barcelona sahadan 3-2 galip ayrılarak puanını 96’ya çıkarttı.

7 Mayıs 2010 Cuma

İbra ‘Pique’ çekti!


Barcelona’nın yıldızları Zlatan İbrahimoviç ve Gerard Pique’nin üstteki pozu dün internet sitelerinin favorisiydi.

İspanya Birinci Ligi takımlarından Barcelona'nın İsveçli futbolcusu Zlatan İbrahimoviç'in, kendisine "Gay misin" diye soran bir İspanyol gazeteciye verdiği, "Kız kardeşinle benim eve gel ve gör bakalım gay miyim" şeklindeki cevabı büyük tepki topladı.

29 Nisan 2010 Perşembe

En iyi öğrencisi Mourinho...

“Bayern’in Hollandalı koçunun dış görünüşü avantajına çalışmıyor. Düz bir yüzü, koca bir göbeği ve en alakasız zamanlarda ortaya çıkardığı garip bir defteri var. Günümüzde teknik direktörlük ‘prezantabl’ olunması gereken bir iş ve Van Gaal bu konuda felaket. Ama bu durumu kurtaran bir detay var: Çok başarılı. O, takımının performansını sürekli arttıran nadir antrenörlerden...

‘11 Collectief1’, Van Gaal’in en sevdiği sözcük. Takıma alınması düşünülen oyuncularla transfer öncesi görüşüyor ve yeteri kadar ‘kolektif’ olup olmadıklarını anlamaya çalışıyordu. 1995’de Şampiyonlar Ligi’ni kazandı; neredeyse genç takımla!

Barcelona’ya geçtikten sonra tek zorluk çektiği alan saha dışı oldu. Bir basın toplantıında gazetecinin birine, "Sen mi çok aptalsın yoksa ben mi çok akıllı?" diye sordu. Barcelona’da hemen herkesle çatıştı ama üç senede iki şampiyonluk kazandı.

Barcelona’nın o zamanki kaptanı Josep Guardiola onun için “En ufak detayı fark eder” diyecekti. Van Gaal ise kendine yeni bir öğrenci bulmuştu. Jose Mourinho isimli genç tercüman onun için scouting raporları hazırlıyordu. Bu iki eski öğrencisinin, o günden bugüne büyük teknik direktörler arasında Van Gaal’in yanında yer almaları sürpriz olmasa gerek.
(Banu Yelkovan, Radikal)

“İyi bir teknik direktörün takıma katkısı yüzde 10’dur derler. Olabilir. Ama kötü bir teknik direktörün zararı en az yüzde 50’dir.” Giovanni Trapattoni

Alex Ferguson bir röportajında, başarılı bir teknik direktör olmasının sırrını soranlara, “Oyuncularımla çok yakınlaşmam. Her zaman mesafemi korurum. Onlarla beraber takılır mıyım? Asla takılmadım, asla takılmayacağım...” cevabını vermişti.

Jose Mourinho’nun futbolcularından üstün tarafı ne? Chelsea’ye ilk geldiğinde futbolculara yaptığı konuşmayı hatırlayalım: “Benim bir UEFA, bir de Şampiyonlar Ligi kupam var.. Sizin neyiniz var?” diye sormuştu.

Sneijder ve Robben yeniden Bernabeu'da

İnter-Bayern Munich finali bir dolu eski dostu bir araya getirecek. Van Gaal-Mourinho (Barcelona), Robben-Mourinho (Chelsea), Hollandalılar Van Gaal-Van Bommel-Robben-Sneijder ve hatta Robben, Sneijder, Van Gaal-Bernabeu...Sneijder Hollanda basınına finalin Bernabeu'da oynanacak olmasının ekstra bir motivasyon yaratıp yaratmadığı sorusuna, "benim için Kazakistan'da olmuş Bernabeu'da olmuş fark etmez" diye cevap verdi. Hem Robben hem Sneijder, İspanya'ya ve Perez'e "Kaka ve Ronaldo'yla izlersin artık gönderdiğin adamları" diye mesaj vermek isteyeceklerdir.

Tekrar soralım: Maradona mı, Messi mi?

Inter'in Barcelona'yı kupanın dışına itmesi elbette büyük bir sürpriz... Dünyanın 4'te 3'ünü şaşkınlığa iten bir sonuçö ortaya çıktı... Arsenal maçlarının ardından Messi, yıldızını olabilidğince parlatmış, Real Madrid maçına kadar geçen sürede en tepeye dahi çıkmıştı (Maradona'dan daha iyi olduğu yönünde yorumlar ağır bastığı dönem)... 'Mou Camp' zaferinin ardından Messi, tek başına bir dev değilmiş sohbetleri yükselmeye başladı... Bugün artık gündemin ilk sırasında Mourinho var, portekizli teknik adam Messi'edn bayrağı devraldı... Ve bir süre daha taşıyacak... Uzun ya da kısa, Dünya Kupası'na yetişmez! Çünkü unutulmasın, teknik adam ya da futbolcu Maradona her zaman en tepedeki yıldız!

Inter Kasımpaşa gibi oynadı, F.Bahçe gibi kazandı! 1-0 oldu Barcelona'nın olmadı! 38 yıllık özlem sona erdi... Chelsea'de yapamadığını Inter'de yaptı!


Şampiyonlar Ligi yarı final rövanş maçında Barcelona’ya yenilmesine rağmen kadrosunda sadece bir İtalyan futbolcuyla maçı tamamlayan Inter, finale çıkan taraf oldu.

Şampiyonlar Ligi yarı final rövanş maçında, ilk maçı 3-1 kazan Inter, Nou Camp'ta oynanan zorlu maçta Barcelona’ya 1-0 yenilmesine rağmen finale çıkmayı başardı.

28. dakikada Thiago Motta ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesi nedeniyle Inter, Barcelona karşısında 10 kişi mücadele etti.

Barcelona’nın golü 84. dakikada Pique’nin ayağından geldi: 1-0

Finale çıkan Inter, Lyon’u eleyen Bayern Münih’in rakibi oldu.

Ezeli rakibi Real Madrid'in sahasında oynanacak final maçında kupayı kaldırmak isteyen Barcelona böylece bu hayaline ulaşamamış oldu. Santiago Bernebau'da, 15 Mayıs tarihinde oynanacak final maçında Inter ile Alman temsilcisi Bayern Münih mücadele edecek.

MOURINHO'NUN ÇANAKKALE'Sİ GEÇİLMEDİ

Zorlu mücadelenin ilk 45 dakikasında Barcelona'nın rakibine göre daha etkili bir oyunu vardı. Ancak ev sahibi ilk yarıda aradığı golü bulamadı ve soyunma odasına 0-0'lık beraberlikle girildi.

İlk 45 dakikada Katalanlar'da en etkili isimler olarak Messi, Pedro ve Busquets olarak göze çarptı. 3-1'lik skorun avantajını korumak isteyen Inter ise ilk yarıda savunmada kalmayı tercih etti.

İtalyan temsilcisinde savunma oyuncularının performansı Barcelona'nın yıldız oyuncularını durdurmaya yetti. Ayrıca Messi'in bir topunu parmaklarının ucuyla çelmeyi başaran Julio Cesar ise savunma arkadaşları gibi rakip forvetlere geçit vermedi.

İkinci yarı başlarken Barcelona Teknik Direktörü Josep Guardiola oyuncu değişikliğine gitti. Guardiola oyundan defans oyuncusu Gabriel Milito'yu alırken yerine sol kanat oyuncusu olan Maxwell'e görev verdi.

Bu değişikliklerden sonra iki gol bulmak isteyen Barcelona daha çok atak oynadı. Ancak kalesini iyi koruyan Inter, Katalanlar'a geçit vermedi.

Barcelona'da aranan gol gelmeyince Guardiola yine oyuna müdahale etti. Ancak bu değişikliği biraz düşündürücüydü. Başarılı teknik adam gol aradığı dakikalarda golcü oyuncusu Zlatan Ibrahimovic'i kenara aldı. Ibrahimovic'in yerine oyuna genç golcü Bojan Krkic dahil oldu. Ayrıca İspanyol teknik adam Busquets'in yerine de bir başka genç oyuncu Jeffren'i alarak bütün oyuncu değişikliklerini kullandı.

Bu değişikliklerden sonra oyunu iyice rakip yarı sahaya bulan Barcelona aradığı golü buldu. 83. dakikada savunma oyuncusu Gerard Pique'nin golüyle son şampiyon 1-0 öne geçti. İlk golü çok geç bulan Barcelona, ikinci golü kalan dakikalarda bulamayınca yarı finalde elenerek kupaya veda etti.

MOTTA 10 KİŞİ BIRAKTI VE FİNALİ KAÇIRDI

Inter'in orta saha oyuncusu Thiago Motta 10. ve 29. dakikalarda gördüğü sarı kart ile takımını 10 kişi bıraktı. Bir zamanlar Barcelona forması giyen Brezilyalı futbolcuyu, takım arkadaşları oyundan çıkarken sakinleştirmekte zorlandı. Motta 28. dakikada gördüğü kartla Inter'in Şampiyonlar Ligi'nde en erken kırmızı kart gören futbolcusu oldu. Motta ayrıca Bayern Münih ile oynanacak olanafinal maçında forma giyme şansını kaçırmış oldu.

Motta'dan önce 2007-2008 sezonunda Inter'in, Liverpool'a 2-0 mağlup olduğu karşılaşmanın 30. dakikasında kırmızı kart gören Marco Materazzi, Inter'de en erken kırmızı kart gören isim olmuştu.

KARDEŞLER KARŞI KARŞIYA

Gabriel Milito ve Diego Milito bu sezon Avrupa Kupaları'nda karşı karşıya gelen ikinci kardeş futbolcular oldular. Bu sezon UEFA Avrupa Ligi'nde John Arne Riise (Roma) ve Bjorn Helge Riise (Fulham) ilk olarak karşı karşıya mücadele veren kardeşler olmuşlardı.

Milito kardeşler Riise kardeşlerden sonra ikinci kez karşı karşıya gelerek finale yükselmek için mücadele ettiler.

Diego ve Gabriel, Avrupa kupalarında karşı karşıya gelen yedinci kardeş futbolcular olarak tarihe de geçtiler.Arjantinli iki oyuncu daha önce 1999 ve 2003 yıllarında karşı karşıya gelmişlerdi.

O mücadelelerde Diego Milito, Racing Club ve Gabriel Milito Independiente forması altında bir birlerine rakip olmuşlardı.

MOURINHO, VALDES GERGİNLİĞİ

Karşılaşma sonrası Inter taraftarlarının Milano'nun ünlü Duomo meydanında finale çıkma başarısını kutladıkları bildirildi.


Inter, 38 yıl önce oynadığı son final karşılaşmasında, Hollanda'nın Ajax takımına kaybetmişti. Inter, daha önce bu kupayı 1964 ve 1965 yıllarında olmak üzere üst üste iki kez kazanmıştı.
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final, 22 Mayıs Cumartesi günü İspanya'nın Başkenti Madrid'deki Santiago Barnebeu Stadı'nda Almanya'nın Bayern Münih takımı ile İtalya'nın Inter takımları arasında oynanacak.

81 bin kişilik Santiago Barnebeu Stadı, aynı zamanda İspanyol devi Real Madrid'in sahası.
Karşılaşma sonrasında büyük sevinç yaşayan Jose Mourinho'nun Nou Camp'ta yumruk şov yapması ve Interli futbolcuların sevgi gösterilerine karşılık Nou Camp stadının su fıskiyelerinin çalışması geceye damgasını vurdu.

Golün kıymet, harbiyesi yok ama izlemeyenler olabilir


Barcelona Inter 1-0 28-04-2010

20 Nisan 2010 Salı

Mourinho'ya ya Madrid kapı şen ola...

Futbolda, Avrupa Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında İtalya'nın Inter takımı, İspanya'nın Barcelona takımını 3-1 yenerek, rövanş için avantaj elde etti.

Aslında Barcelona'nın tur için hala Inter'den daha çok şansı var diye düşünenler olduğunu biliyorum... Nou Camp'ta muhteşem bir geri dönüş, Messi ile gideni geri getirme çabası izleyeceğimiz inancı bende de yok değil..

Ama Mourinho'nun İnter'inin 3. golden sonra Barcelona'ya 2 farklı üstünlük kurma başarısı göstermiş olması Guardiola'nın pek de alışık olduğu bir durum değil...Mourinho'nun ŞL'yi kafasına koymuş olmasının... Barcelona'yı eleyerek buna ulaşma seçeneğiyle birlikte verilmiş olması... Olur da kupaya uzanırlarsa...Antrenörlüğe başladığı Barcelona'nın aslında deli gibi isteseler de sırf bu nedenle istemezük diyen ebedi rakibi Real Madrid'e doğru yola çıkacağını düşünüyorum...

Her düşünce birbiriyle bağlantılıdır... Taraftarın da Madrid yazan göndermesi... Bize bu kupayı getir, nereye gidersen git özgürlüğünün belgesidir biraz eşeleyip bilinçaltı okumaya doğru giderseniz...

Aklımdayken yazmak istiyorum... Maxwell, İbrahimoviç ve Eto'o için ilginç bir maçtı kabul ediyorum... Eski takımlarına karşı oynadılar... Ama bence asıl Milito kardeşlerin çekişmesi dikkat çekiciydi... Forvet Milito sahada golünü attı, savunma Milito kulübede oyuna girmedi dahi...Inter'in bana kalırsa son yıllarda yaptığı en büyük transfer... Zaragoza'dan free olarak Genoa'ya geçen ve orada kral olan Arjantinli'nin Dünya Kupası'nda da Tevez'in yanına yerleşmeyi hak eden bir performans sergilediğini söyleyebiliriz rahatlıkla...




14 Nisan 2010 Çarşamba

El Clasico Özel...


Messi: İstediğimiz zaman başaramayacağımız şey yok

Ronaldo: Başarısızlık mı? Hâlâ ligi kazanabiliriz

Guardiola: Çok değerli bir zafer elde ettik

Pelegrini: Daha fazla takım olan kazandı

Busquets: Real'den daha iyi olduğumuz görülmüştür

Albiol: Gerçek şu ki, takım olarak onlar en iyisi

Valdes: Bir şekilde oyun içinde büyüklüğümüzü gösteriyoruz

Puyol: Patron her zaman en iyisini ister ve o haklı olduğunu gösterdi (Sağ bekten sol beke geçişini anlatıyor)

Valdona: Bizi kurtarmanız gerekir (futbolcularına sesleniyor)

Laporta: Konuşma değil, temkinli olma zamanı

-----------------------------------
MESSİ YAPTI YİNE YAPACAĞINI
---------------------------------------------
Ne güzel insandır şu Messi, maç biter ama o elinden topu bırakmak istemez hiç...

İki sezon önce Barcelona, Bernabeu'ya gelirken resmi sitesinden şöyle anons etmişti maçı: “Tarih bizi favori gösteriyor”... Hoş o gün yenilmişlerdi ama mesajın derdi başkaydı... Katalan temsilcisi Barça, hiç bir zaman boyun eğmediklerinin altını çiziyordu.. Şimdi Barça'nın o seslenişine Real bugün sadece şu yanıtı verdi... Biletler satışa çıktıktan iki saat sonra tükenmiştir!

Hayatın her anında varlığını sürdüren, hayatın ‘yaşanmakta olan’ anına göre değişen, ve yerleşik bir hâl alan futbol, bize ait olmadığı kadar bize, bize ait olduğu kadar da herkese ait... Belirlenmiş evrensel kurallarıyla tüm dünyayı ortak bir paydada buluşturan, bugüne değin hiçbir ‘imparatorluğun’ sahip olamadığı bir güçle kendine özgü değerleri de aynı potada eritmiş olan futbol, Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Amerika’ya tüm yer kürenin ‘ortak dili’ olmayı başarmış...

Bu dili, anlamsız, boş vakitleri değerlendirmek için kurgulanmış, sadece topun peşinden 22 kişinin koştuğu bir ‘oyun’ olarak görenlerin yanılgı içinde oldukları kanısındayım… Bana göre futbol, toplumların değişimini yansıtan, boy gösterdiği coğrafyanın kültürel ikliminden beslenen, algılanışı, benimsenişi, duruşu ile tribünden hayata açılan pencereyi simgeleyen ‘gerçeğin’ ta kendisi...

VE TEK GERÇEK VAR... O DA MESSİ!!!

--------------------------------------------------
RONALDO'NIN SURATI DÜŞTÜ
--------------------------------------------------


Zenginlerin mahallesine kapışmaya gelmiş gibi halleri vardı bizim çocukların...
Ben biraz Ronaldo'ya üzüldüm..
Ekrana geldiğinde suratında bir şaşkınlık vardı, kabullenmiş garibim en iyinin kendisi olmadığını.. Yan mahallede dayak yiyen çocuğun, dayak atanın kendi mahallesine geldiği vakit böyle içe kapanık durması gibi.. Pek bir süklüm püklümdü...

Messi'ye gelince... artık tavırlarında da o büyüme görüyoruz! Artık iyice kazındı onun mimikleri, aynı çalımları gibi, ne zaman nerde ne yapacağını biliyoruz..
Fakat o hep başka bir yerde başka bir zamanda başka birşeyler yapıyor..Ve yanılıyoruız! Dün de göğüs çalımı.. Kaçırdığı iki karşı karşıya pozisyonda da araya sızmaları vs..

Neyse Ronaldo da büyük topçu, tabii Messi yokken..


Müsadenizle; Ronaldo ile Messi arasındaki kıyaslama ile ilgili özlü sözümüzü söylemek isterim...

Messi'nin olmadığı yerde Ronaldo'ya Abdurahman Çelebi derler...


------------------------------------------------------
TEKNİK TAKTİK MESELELER
------------------------------------------------------

Teknik adamlar, sistemlerine sadık kaldılar... Oyuncu performanslarına göre hamle yaptılar.. Ama Guardiola, sistem içinde oyuncu yer-değişikliği yaparak, oyunu ne denli iyi okuduğunu göstermiş oldu.. Puyol da hem sol hem sağ bek oynamayı başardığı maçta ön plana çıkan bir diğer isim oldu...

Ev sahibi Real Madrid sahaya Casillas, Arbeloa, Ramos, Albiol, Marcelo, Garay, Van der Vaart, Gago, Alonso, Ronaldo ve Higuain onbiri ile çıkarken, konuk Barcelona ise Valdes, Alves, Pique, Puyol, Maxwell, Milito, Xavi, Keita, Busquets, Messi ve Pedro onbiri ile sahaya çıkmıştı.

Guardiola, eksikler nedeniyle sisteminden taviz verecek bir hoca değil tabi, 4-3-3 çıktılar sahaya... Puyol sağ beke, Alves de orta alana çekilmişti.. Messi ilerideki adam rolündeydi.. Pelegrini de sistemini korumuştu, ancak 4-3-1-2'de Guti tercihi yerine daha savunma yanı ağır basan Gago'ya şans vermişti...

İlk yarıda Barça skor avantajını yakayınca Guardiola sistemi korudu ama sistemj içinde savunmanın ağırlığını arttıracak bir hamle yaptı.. Puyol'u sol beke çekti, Alves yerine geçti.. İkinci gol gelince de bu hamlesinde haklı olduğu ortaya çıkmış oldu...

Girenin çıkanın bol olduğu dakikalar.....
Pellegrini ise ikinci golün ardından Marcelo'yu kenara alıp Guti'yi sahaya sürdü. 63. dakikada da Barcelona'da bu maça yedek başlayan Iniesta Maxwell'in yerine oyuna dahil oldu. 69. dakikada da Real Madrid'de günün etkisiz ismi Van der Vaart'ın yerine tecrübeli Raul dahil oldu. Ev sahibi takım 80. dakikada Higuain'in yerine Benzema'yı oyuna dahil edip son kozlarını oynarken, Barcelona'da ise Guardiola 81. dakikada Milito'nun yerine Marquez'i sahaya sürdü.

------------------------------------------------------
TARTIŞILAN POZİSYONLAR
------------------------------------------------------

Ramos'un Messi'ye attığı tekmeye hakem ses çıkartmadı... Ayrıca İspanyol futbolcunun maçın son bölümlerindeki hırçın hareketleri sadece ona sarı kart getirdi, not olarak düşelim..

Ronaldo'nun Milito tarafından düşürülmesi... Burda da hakemin gözü önünde pozisyon ve frikik kararı doğru.. Sarı kart da verilebilirdi belki.. Hakem hocalarına sormak gerekir : )

Bu da Alonso'nun eline çarpan top... Alves mi, Xaşi mi vurmuştu şimdi hatırlayamadım ama.. Xavi sanırım, top ele değse de ceza sahasının dışınadaymış demeyin.. Alonso'nun sarısı vardı... Kırmızıya dönerdi o...

--------------------------------------------------
İSPANYOL BASINI
--------------------------------------------------

İspanyol basını haliykle manşetlerine taşımış... Onların gözünde Milenyum derbisiydi dün akşam oynanan ve en çok dikkat çektikleri isim ne Messi ne de Ronaldo'ydu..

Xavi'nin hem Messi'yi 3 kez hem de Pedro'yu Casillas ile karşı karşıya bırakan muhteşem paslarına paragraf açtılar...

Xavi için yapılan betimlemelerden birkaç tanesini (tabii gaza gelip ben de sıkıştırabilirimm) sunayım

Beyaz bir yıldız gibi doğdu..

Xavi'nin gözü lige karar veriyor

Sahadaki en parlak yıldızlardan biriydi

Ara paslarına uygun nota bulunsa başka şarkı dinlemezsin..

Messi ışık, Xavi ısı veriyor...

------------------------------------------------------
GALİBİYET ARMAĞANI
------------------------------------------------------

Manu Chao'dan geliyor, Rumba de Barcelona...



------------------------------------------------------
BARCELONA SOKAKLARI
------------------------------------------------------




------------------------------------------------------
ONUR SAVAŞI KAZANILDI
------------------------------------------------------



Aslında, Simon Kuper’in ‘Futbol asla sadece futbol değildir’ tespitine önemli bir örnek, El Clasico. Önce Barcelona’nın kurulduğu düşünülürse, R. Madrid’in kuruluş tarihi 6 Mart 1902’den bugüne taşınan bir rekabet El Clasico, İspanya’da başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan. Katalanların milli takım olarak gördükleri Barca ve Franco tarafından kurulduğu için “kralın takımı” denilen (beyaz gömleğin üzerindeki kahve lekesi gibi hiç çıkmadan duracaktır bu) R. Madrid arasında oynanan tüm karşılaşmalar ilgiyle takip edilir, dünyanın en büyük derbisidir.


Katalanlara göre ise bir onur savaşıdır, öyle ki Katanların büyük bir çoğunluğu İspanya’ya demokrasinin Franco’nun ölümüyle değil, 1974’te yani kralın ölümünden bir sene önce oynanan R. Madrid- Barcelona(0-5) maçıyla geldiğini düşünür.

Ve Barçalılara göre, onur savaşı bir kez daha kazanıldı...

9 Nisan 2010 Cuma

El Clasico'ya doğru...

Ronaldo: Ben daha uzunum...

Messi ile aramızda önemli farklar var. Ondan daha uzun ve kalıplıyım. Ben de İspanya’daki ilk sezonum için gayet iyiyim.

Messi: Stillerimiz farklı...

Cristiano ve ben farklı stillere sahibiz. Büyük bir futbolcu ve bunu geçen gösterdi. O, en büyükler arasında olmaya devam ediyor.

Manuel Pellegrini: Beraberlik kötü sonuç olur.... Real Madrid asla başka takımın futboluna bağlı oynamadı. Başkalarının farklı yorumları olsa da 3 puanı alacağımıza inanıyorum. Beraberlik kötü bir sonuç olur.

Pep Guardiola: Bir daha 6-2 yenemeyiz.... Tüm dünyanın yeniden Barcelona’yı görmesini istiyorum. Zevkli ve gollü bir maç olacağına inanıyorum. Ancak geçen yılki gibi 6-2’lik galibiyet almamız beklenmesin.


Ah o gemide ben de olsaydım, uzak denizlere yol alsaydım tadında bir maç ve o maç Akdeniz'e salındı, bizim limandan da uzun uzun geçişini izleyeceğimiz bir 90 dakika içinde heyecanlı bekleyiş başladı...

Bir tarafta Kaka, Ronaldo, Alonso, Casillas, Hiquain... diğer tarafta Messi&arkadaşları... La Liga'da şampiyonluk hesapları yapan iki devin hayatı donduracak kapışmasına artık çok az bir zaman kaldı...

İnsanın Fuat Akdağ olası, Bernabeu'ya gidesi, bir daha hiç gelmeyesi geliyor... Tabii bir de maçı sinemada izlemek var... İspanya'da yeni moda da bu zaten... El Classico sinemalarda... Bu seansı kaçırdım bi sonrakine artık diyemeyeceğin, matine matine değil, kasıla kasıla izleyeceğin dev bir kapışma...

-----------------------------------------------------------------------------------------------
Rakamlarla REAL MADRiD

Ligde 12 maçtır kazanıyor. Son 12 maçın 10’unda en az 3 gol attı.Maç başına 3,41 gol ortalaması var.
Sahasında oynadığı 15 maçı kazandı. Evinde 50 gol atıp 13 gol yedi.Bu sezon toplamında 100 gol attı.
100 golün 51’i Ronaldo&Higuain ikilisine ait. Higuain son 5 maçtır gol atıyor. Son 10 maçta Higuain&Ronaldo ikilisinden biri mutlaka gol attı. Kaka sakatlığı sürdüğü için oynayamayacak. Evinde Barcelona’yı en son 2008’de 4-1 yendi.

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Rakamlarla BARCELONA

Ligde 5 maçtır kazanıyor. Bu sezon deplasmanda sadece Atletico Madrid’e deplasmanda kaybetti. İspanya’da deplasmanlarda en çok puan toplayan takım (34) Deplasmanda en az gol yiyen takım (10) Ligde sadece Valencia deplasmanında gol atamadı. Ibrahimovic son 4 maçın 3’ünde gol attı. Ancak sakatlığı süren İbrahimovic bu maçta yok.
Messi son 7 maçın 5’inde gol attı. Barcelona son 3 Real Madrid maçından da galibiyetle ayrılmayı bildi. Geçen sezon Bernabeu’da 6-2 kazandı.


-------------------------------------------------------------------------
Bunun adı, şanssızlık... Takım arkadaşınızın Messi olması bence büyük şanssızlık... Herkes ona hayran, kimse senin ne yaptığınla ilgilenmiyor, hatta sen de otur çimlere izle Messi'yi: ) Şaka bir yana Keita'nın Messi'ye kafayla verdiği ara pası, Puyol ve Pique'nin yokluğunda Milito'nun gerideki toparlayıcılığını da es geçmeyelim Arsenal karşılaşmasıyla ilgili değerlendirme yaparken derim... Takım oldukça formda geliyor Madrid'e...
-------------------------------------------------------------------------

Ronaldo'dan inciler....Real Madrid'in yıldız futbolcusu Ronaldo, Messi ile kendisi hakkında basında yapılan karşılaştırmalarla ilgili, ''Messi'nin mükemmel bir sezon geçirdiğini düşünüyorum. Birçok gol atıyor ve eminim ki şimdi ve her zaman en iyilerin arasında olacak'' değerlendirmesini yaptı.

Messi ile çok farklı karakterde futbolcular olduklarını, ayrıca Arjantinli futbolcuya göre daha uzun ve geniş olduğunu ifade eden Ronaldo, ''Umarım Messi çok gol atmaya devam eder ama Cumartesi akşamı değil! İyi bir futbolcu ama tek başına oynamıyor. Takım arkadaşlarının da payı var. Futbolu bilenler ne demek istediğimi anlamıştır'' şeklinde konuştu. Messi'nin Arsenal maçında attığı 4 golü El Clasicoda atmayacağını ama çok da büyük konuşmamak gerektiğini belirten Ronaldo, ''El Clasico'daki topu ben götürmek istiyorum'' diyerek, gol atmak için çok hırslı olduğunu gösterdi.

-----------------------------------

Geçmişten gelen rekabetin tüm yer küreyi esir almasını bir maçlık şöyle kenara koyalım... Real Madrid ve Barcelona puan durumları, yıldızları ve hakikaten formlarının zirvesinde olmalarıyla dahi, haftasonu için muhteşem bir şölene imza atacaklarının ipuçlarını veriyor..

Haliyle insan da heyecanlanıyor... Ve 85 bin kişilik statın tüm biletleri de bu yüzden günler öncesinden tükeniyor... Haberi aktarıyorum hemen:

La Liga'da gelecek cumartesi akşamı oynanacak Real Madrid-Barcelona maçına yoğun ilgi olurken, 2500 avroya satılan VİP bölümündeki biletlerin dahi tükendiği açıklandı.

Dünyanın en önemli maçlarından biri olarak sayılan ve "El Clasico (Klasik)" olarak adlandırılan Real Madrid-Barcelona maçı, bu sezon iki takım arasındaki büyük çekişmeyle çok daha fazla önem kazandı.

82 bin kapasiteli Santiago Bernabeu Stadı'nda tüm biletlerin satıldığı açıklanırken, dünyanın dört bir yanından gelen 150'den fazla medyanın iki hafta öncesinden akreditasyonların yapıldığı ve siyasi liderler, bakanlar gibi özel davetlilere ayrılan protokol bölümünde bile izdiham olduğu belirtildi.

-------------------------------------------------------------------------
Çekişme her yerde... Ronaldo'yu geçti Messi çocuğu... Barcelona'nın Arjantinli yıldızıLionel Messi, Arsenal ile oynanan Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında attığı 4 golle, Devler Ligi gol krallığında ilk sıraya yükseldi.Ligde gol krallığı sıralaması şöyle:1. Lionel Messi (Barcelona) 8 gol,
2. Cristiano Ronaldo (Real Madrid) 7 gol, 3. Wayne Rooney (Manchester United) 5 gol Nicklas Bendtner (Arsenal) 5 gol

-------------------------------------------------------------------------

Maçla ilgili İspanyol basınında yapılan yorumlarda, her iki takımın da 77 puanda olduğu ve ligin bitimine 8 hafta kaldığı hatırlatılırken, kazanan takımın büyük ölçüde şampiyonluğu garantileyeceği görüşünün ağırlık kazandığı görüldü. Bahis şirketleri, Real Madrid'i favori gösterirken, İspanyol basının internette yaptığı farklı anket sonuçlarında her iki takımın da favori gösterildiği dikkat çekti.
-------------------------------------------------------------------------
Yukarıdaki görüntüleri izlerken dikkat etmişsinizdir, Ronaldinholar, Ronaldolar (gerçek), Baptistalar, Roberto Carloslar, Rivaldolar... Daha çok Brezilya esintisiydi El Classico.. Zidane ve Raul de olmasa gol atan olmayacaktı Avrupa karasından.. Ama şimdi Brezilyalı futbolcu aklıma gelmedi, bu maça damga vurur diyebileceğim... Ah bir de şu görüntüye hastaydım.. Roni-Messi-Eto'o.. İbocan olmadı sanki, Roni de bir başkaydı...
-------------------------------------------------------------------------

Bu arada istatistiklere göre ezeli rekabette üstün gelen taraf Real Madrid olurken, 2000 yılından bu yana oynanan 19 maçta Barcelona'nın 7, Real Madrid'in 6 galibiyeti olup, 6 kez de tarafların berabere kaldıkları görülüyor.

Real Madrid'e karşı son 3 maçını kazanan Barcelona'nın özellikle geçtiğimiz sezon Santiago Bernabeu'da aldığı 6-2'lik tarihi galibiyet, cumartesi günkü maç öncesinde gündeme getiriliyor.


Barcelona'nın onursal başkanı Johan Cruyff bununla ilgili, "Ben olsam kafamdan o 6-2'lik sonucu çıkartırdım. Eğer 6-2'yi düşünerek sahaya çıkarlarsa maç yine aynı sonuçla bitebilir ama bu kez rakip lehine!" diyerek, Barcelonalı futbolculara çok iyi bir şekilde konsantre olmalarını tavsiye etti.

6 Nisan 2010 Salı

Hepsi bi yana, Messi bi yana..


CSKA Moskova - İnter: 0-1 Sneijder'in golünü izlemek için tıklayınız


Barcelona, ilk maçta Londra'da 2-2 berabere kaldığı Arsenal'i Noucamp Stadı'nda konuk etti. İlk karşılaşmada izleyenlere adeta futbol resitali sunan her iki takımın rövanş mücadelesi de nefesleri keserken, Lionel Messi, tek başına şov yaptı. İngiliz rakibini 4-1 yenen Barcelona, yarı finale yükselmeyi başardı. Maça 4 golle damgasını vuran Messi, 42. ŞL maçında 24. golünü attı ve 22 gollü Rivaldo'yu geride bıraktı..

Barcelona için Messi sağlıklı olduğu sürece korku yok... Guardiola'nın Messi+10 kişiden oluşan makinesi çalışmaya/üretime ara vermeden devam ediyor... Orta alan direnci, pas trafiği, seyir zevki, estetik ve hepsi Messi, Bendtner'in golüne maçın rengi olmaktan öte izin vermedi.. Arjantinli yıldızın gollerin ardından ekrana yansıyan görüntüleri ise bence en eğlenceli kısımdı... Çocuk sevinci.. İki elini yana açıp, yumruklarını sıkması ve on binlerin "Messiiii.. Messiii" diye bağırması... Orada olmayı çok istiyorum ya da kim istemez ki? : )

Guardiola'nın açıklaması da bir tuhaftı doğrusu... Biz Messi'nin eğlenmesini istiyoruzdiyor... Eğlenirken çıkıp 4 gol atacaksa, kim istemez ki şeklinde de değerlendirebilirsiniz bu lafı... Ama bence bu oyunculara tanınan özgürlüğün en büyük göstergesi... Bunu Mourinho ya da Wenger yapabilir mi? Ya da bunu Eto'o ya da Ronaldo'ya söyleyebilir miyiz? Tartışılır... Ama Guardiola ve Messi'nin aynı zaman aralığında karşılaşması bence büyük bir şans oldu biz futbolseverler için...

Yılın en baba iki maçı...
İnter'in rakibi Messi...
Mourinho'nun hayali mi, kabusu mu...

Mourinho'nun Barcelona hayalini bilmeyen yoktur, yazılı olmasa da duyulu bir kaynaktır... Biliyoruz ki bu hayal takımın başına geçme hayali, Portekizli çalıştırıcının Barcelona ile yarı finalde karşılaşacak olma hayali değil! Bu olsa olsa kabusu olurrr...

İnter'in Şampiyonlar Ligi maçlarına ayrıca konsantre olduğunu ve Serie A maçlarındaki kayıpları da çoğunlukla ŞL öncesi ve sonrası yaşadığını biliyoruz... Bir de Avrupa kupası özlemi olunca işin içinde... Mourinho için kritik bir dönem başlıyor diyebiliriz. Barcelona'nın ne kadar iyi olduğunun farkına bir kez daha varacak mı... Yoksa tarihi bir sürprizi gerçekleştirecek mi? Bence yılın en özel iki maçını izleyeceğiz... Umarım takımlar tam kadro sahada olurlar!

4 Nisan 2010 Pazar

Aslan, Ronaldo'yu geçebilecek mi?

Kulüplerin ve futbolcuların yeşil sahalardaki rekabetleri, dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi olan ve kullanıcı sayısı 400 milyonu aşan "facebook" internet sitesinde de sürerken, en fazla hayranı bulunan futbol takımı olarak Galatasaray dikkati çekiyor.

Facebook’ta futbolcular adına açılan sayfalar içerisinden Real Madrid’de forma giyen Portekizli yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo 3 milyon 742 bin 721 hayran ile ilk sırada bulunuyor. Ronaldo’nun ardından ikinci sırada ise sahadaki performansı kadar özel hayatıyla da dikkatleri çekmeyi başaran Milanlı oyuncu David Beckham 2 milyon 673 bin 245 hayranla yer alıyor. Son zamanlarda otoriteler tarafından dünyanın en iyi futbolcusu olarak gösterilen Barcelona’nın genç yeteneği Lionel Messi’ye hayranlığını sanal ortamda da devam ettiren kişi sayısı da 1 milyon 506 bin 369.

Türk futbolcular içerisinde en fazla hayran kitlesine sahip olan oyuncu ise Galatasaray’ın kaptanı Arda Turan. Turan’ın sayfasındaki 817 bin 631 hayran sayısı her geçen gün artış gösteriyor.

Aslan ilk sırada

Futbol kulüplerinin sayfalarındaki en fazla hayran taraftara sahip olan takım ise 2 milyon 768 bin 978 kişi ile Galatasaray. Sarı-kırmızılı rakibi ile yeşil sahadaki ezeli rekabetini sanal ortamda da sürdüren Fenerbahçe’nin hayran sayısı ise 2 milyon 292 bin 464. Takımlarının internet sayfasına üye olan taraftarlar, takımlarının ve oyuncularının performansları hakkında sohbet edip, ilk onbirde hangi futbolcuların oynaması gerektiği gibi konulardan tartışmalar yapıyorlar. Takımlarıyla ilgili fotoğraf ve videoları birbirleriyle paylaşan taraftarlar, yorumlarda bulunuyor.

Galatasaray: 2 milyon 768 bin 978 hayran
Fenerbahçe: 2 milyon 292 bin 464 hayran
Barcelona: 1 milyon 546 bin 852 hayran
Real Madrid: 1 milyon 303 bin 223 hayran
Liverpool: 1 milyon 261 bin 536 hayran
Juventus: 772 bin 951 hayran
Arsenal: 695 bin 032 hayran
Milan: 516 bin 382 hayran
İnter: 431 bin 199 hayran