real madrid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
real madrid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mayıs 2010 Pazar

Sizce hangi tribün daha heyecan verici?

RIVER PLATE: LOS BORRACHOS DEL TABLON

SPARTAK MOSKOVA: FLINT'S CREW

SPORTING LİSBON: TORCIDA VERD

ST.PAULI: FANLADEN ST.PAULI

REAL MADRID: ULTRAS SUR

PARIS ST.GERMAIN: SUPRAS AUTEUIL

OLYMPIAKOS: GATE 7

MİLAN: FOSSA DEI LEON

MARSİLYA: B0LYA COMMANDO ULTRA84

LIVORNO: BRIGATE AUTONOME LIVORNESI

LIVERPOOL: KOP

HAJDUK SPLIT: TORCIDA

FLAMENGO: RACA RUBRO NEGRA

FIORENTINA: ONDA D'URTO

FEYENOORD: VAK

FC BASEL: FREAKS

CSKA SOFIA:SS FRONT

DİNAMO BÜKREŞ: NUOVA GUARDIA

BOCAJUNIORS: LA DOCE

BEŞİKTAŞ: ÇARŞI

BARCELONA: BOIXOS NOIS

ATLETICO MADRID: FRENTE ATLETICO

AS ROMA:_OPPOSTAFAZIONE

AEK ATHENS: ORIGINAL 21

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Real'in inadı inat...

İspanya La Liga’da şampiyonluk umutlarını son haftaya taşımak isteyen Real Madrid, 37. haftada Athletic Bilbao’yu Santiago Bernabeu’da ağırladı.

Zirveyi ele geçirmek için lider Barcelona’nın puan kaybetmesini beklemek zorunda olan Real Madrid, Bilbao karşısında ilk devre zorlansa da ikinci yarıda bulduğu gollerle sonuca gitti ve sahadan 5-1'lik skorla galip ayrılarak şampiyonluk iddiasını sürdürdü.

Karşılaşmanın 20. dakikasında Bilbao’dan Fernando Amorebieta kırmızı kartla oyun dışında kalırken, sahada 10 kişi kalan rakibi karşısında rahatlayan Real Madrid 22. dakikada Cristiano Ronaldo’nun penaltıdan kaydettiği golle 1-0 öne geçti. Konuk ekip 41. dakikada Francisco Yeste ile Madrid’e cevap verdi: 1-1.

Şampiyonluk iddiasını sürdürebilmek için galibiyete ihtiyacı olan Real Madrid, 73. dakikada Higuain’in golüyle 2-1 öne geçti. Madrid temsilcisi, 80. dakikada Sergio Ramos ile skoru 3-1 yaptı. Ev sahibi, Benzema’nın 81. dakikada ve Marcelona'nun89. dakikada bulduğu gollerle karşılaşmayı 5-1 kazanmayı başardı

Bu galibiyetle puanını 95 yapan Real Madrid, şampiyonluk iddiasını da son haftaya taşımış oldu.

29 Nisan 2010 Perşembe

En iyi öğrencisi Mourinho...

“Bayern’in Hollandalı koçunun dış görünüşü avantajına çalışmıyor. Düz bir yüzü, koca bir göbeği ve en alakasız zamanlarda ortaya çıkardığı garip bir defteri var. Günümüzde teknik direktörlük ‘prezantabl’ olunması gereken bir iş ve Van Gaal bu konuda felaket. Ama bu durumu kurtaran bir detay var: Çok başarılı. O, takımının performansını sürekli arttıran nadir antrenörlerden...

‘11 Collectief1’, Van Gaal’in en sevdiği sözcük. Takıma alınması düşünülen oyuncularla transfer öncesi görüşüyor ve yeteri kadar ‘kolektif’ olup olmadıklarını anlamaya çalışıyordu. 1995’de Şampiyonlar Ligi’ni kazandı; neredeyse genç takımla!

Barcelona’ya geçtikten sonra tek zorluk çektiği alan saha dışı oldu. Bir basın toplantıında gazetecinin birine, "Sen mi çok aptalsın yoksa ben mi çok akıllı?" diye sordu. Barcelona’da hemen herkesle çatıştı ama üç senede iki şampiyonluk kazandı.

Barcelona’nın o zamanki kaptanı Josep Guardiola onun için “En ufak detayı fark eder” diyecekti. Van Gaal ise kendine yeni bir öğrenci bulmuştu. Jose Mourinho isimli genç tercüman onun için scouting raporları hazırlıyordu. Bu iki eski öğrencisinin, o günden bugüne büyük teknik direktörler arasında Van Gaal’in yanında yer almaları sürpriz olmasa gerek.
(Banu Yelkovan, Radikal)

“İyi bir teknik direktörün takıma katkısı yüzde 10’dur derler. Olabilir. Ama kötü bir teknik direktörün zararı en az yüzde 50’dir.” Giovanni Trapattoni

Alex Ferguson bir röportajında, başarılı bir teknik direktör olmasının sırrını soranlara, “Oyuncularımla çok yakınlaşmam. Her zaman mesafemi korurum. Onlarla beraber takılır mıyım? Asla takılmadım, asla takılmayacağım...” cevabını vermişti.

Jose Mourinho’nun futbolcularından üstün tarafı ne? Chelsea’ye ilk geldiğinde futbolculara yaptığı konuşmayı hatırlayalım: “Benim bir UEFA, bir de Şampiyonlar Ligi kupam var.. Sizin neyiniz var?” diye sormuştu.

Sneijder ve Robben yeniden Bernabeu'da

İnter-Bayern Munich finali bir dolu eski dostu bir araya getirecek. Van Gaal-Mourinho (Barcelona), Robben-Mourinho (Chelsea), Hollandalılar Van Gaal-Van Bommel-Robben-Sneijder ve hatta Robben, Sneijder, Van Gaal-Bernabeu...Sneijder Hollanda basınına finalin Bernabeu'da oynanacak olmasının ekstra bir motivasyon yaratıp yaratmadığı sorusuna, "benim için Kazakistan'da olmuş Bernabeu'da olmuş fark etmez" diye cevap verdi. Hem Robben hem Sneijder, İspanya'ya ve Perez'e "Kaka ve Ronaldo'yla izlersin artık gönderdiğin adamları" diye mesaj vermek isteyeceklerdir.

Ronaldo, bütün kupaları kazanıp gitmek istiyor!


La Liga takımlarından Real Madrid'in yıldız futbolcusu Cristiano Ronaldo, kariyerinin sonuna kadar İspanyol takımında kalmayacağını açıkladı

Sezon başında 94 milyon euro karşılığında Manchester United’dan Real Madrid’e transfer olarak “dünyanın en pahalı futbolcusu” unvanını kazanan Portekizli oyuncu, “Uzun yıllar Madrid’de oynamak istedim. Ama kendimi 40 yaşımda burada görmüyorum” diye konuştu.

Bir takımla tüm kupaları kazanan bir oyuncunun başka bir yere gitmesi gerektiğine inandığını söyleyen Ronaldo, “United’dan da bu yüzden ayrıldım. Başka hedefler istiyordum. Bu kararı aldığıma çok mutluyum” sözleriyle Real Madrid’e transferinden pişmanlık duymadığını göstermiş oldu.

14 Nisan 2010 Çarşamba

El Clasico Özel...


Messi: İstediğimiz zaman başaramayacağımız şey yok

Ronaldo: Başarısızlık mı? Hâlâ ligi kazanabiliriz

Guardiola: Çok değerli bir zafer elde ettik

Pelegrini: Daha fazla takım olan kazandı

Busquets: Real'den daha iyi olduğumuz görülmüştür

Albiol: Gerçek şu ki, takım olarak onlar en iyisi

Valdes: Bir şekilde oyun içinde büyüklüğümüzü gösteriyoruz

Puyol: Patron her zaman en iyisini ister ve o haklı olduğunu gösterdi (Sağ bekten sol beke geçişini anlatıyor)

Valdona: Bizi kurtarmanız gerekir (futbolcularına sesleniyor)

Laporta: Konuşma değil, temkinli olma zamanı

-----------------------------------
MESSİ YAPTI YİNE YAPACAĞINI
---------------------------------------------
Ne güzel insandır şu Messi, maç biter ama o elinden topu bırakmak istemez hiç...

İki sezon önce Barcelona, Bernabeu'ya gelirken resmi sitesinden şöyle anons etmişti maçı: “Tarih bizi favori gösteriyor”... Hoş o gün yenilmişlerdi ama mesajın derdi başkaydı... Katalan temsilcisi Barça, hiç bir zaman boyun eğmediklerinin altını çiziyordu.. Şimdi Barça'nın o seslenişine Real bugün sadece şu yanıtı verdi... Biletler satışa çıktıktan iki saat sonra tükenmiştir!

Hayatın her anında varlığını sürdüren, hayatın ‘yaşanmakta olan’ anına göre değişen, ve yerleşik bir hâl alan futbol, bize ait olmadığı kadar bize, bize ait olduğu kadar da herkese ait... Belirlenmiş evrensel kurallarıyla tüm dünyayı ortak bir paydada buluşturan, bugüne değin hiçbir ‘imparatorluğun’ sahip olamadığı bir güçle kendine özgü değerleri de aynı potada eritmiş olan futbol, Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Amerika’ya tüm yer kürenin ‘ortak dili’ olmayı başarmış...

Bu dili, anlamsız, boş vakitleri değerlendirmek için kurgulanmış, sadece topun peşinden 22 kişinin koştuğu bir ‘oyun’ olarak görenlerin yanılgı içinde oldukları kanısındayım… Bana göre futbol, toplumların değişimini yansıtan, boy gösterdiği coğrafyanın kültürel ikliminden beslenen, algılanışı, benimsenişi, duruşu ile tribünden hayata açılan pencereyi simgeleyen ‘gerçeğin’ ta kendisi...

VE TEK GERÇEK VAR... O DA MESSİ!!!

--------------------------------------------------
RONALDO'NIN SURATI DÜŞTÜ
--------------------------------------------------


Zenginlerin mahallesine kapışmaya gelmiş gibi halleri vardı bizim çocukların...
Ben biraz Ronaldo'ya üzüldüm..
Ekrana geldiğinde suratında bir şaşkınlık vardı, kabullenmiş garibim en iyinin kendisi olmadığını.. Yan mahallede dayak yiyen çocuğun, dayak atanın kendi mahallesine geldiği vakit böyle içe kapanık durması gibi.. Pek bir süklüm püklümdü...

Messi'ye gelince... artık tavırlarında da o büyüme görüyoruz! Artık iyice kazındı onun mimikleri, aynı çalımları gibi, ne zaman nerde ne yapacağını biliyoruz..
Fakat o hep başka bir yerde başka bir zamanda başka birşeyler yapıyor..Ve yanılıyoruız! Dün de göğüs çalımı.. Kaçırdığı iki karşı karşıya pozisyonda da araya sızmaları vs..

Neyse Ronaldo da büyük topçu, tabii Messi yokken..


Müsadenizle; Ronaldo ile Messi arasındaki kıyaslama ile ilgili özlü sözümüzü söylemek isterim...

Messi'nin olmadığı yerde Ronaldo'ya Abdurahman Çelebi derler...


------------------------------------------------------
TEKNİK TAKTİK MESELELER
------------------------------------------------------

Teknik adamlar, sistemlerine sadık kaldılar... Oyuncu performanslarına göre hamle yaptılar.. Ama Guardiola, sistem içinde oyuncu yer-değişikliği yaparak, oyunu ne denli iyi okuduğunu göstermiş oldu.. Puyol da hem sol hem sağ bek oynamayı başardığı maçta ön plana çıkan bir diğer isim oldu...

Ev sahibi Real Madrid sahaya Casillas, Arbeloa, Ramos, Albiol, Marcelo, Garay, Van der Vaart, Gago, Alonso, Ronaldo ve Higuain onbiri ile çıkarken, konuk Barcelona ise Valdes, Alves, Pique, Puyol, Maxwell, Milito, Xavi, Keita, Busquets, Messi ve Pedro onbiri ile sahaya çıkmıştı.

Guardiola, eksikler nedeniyle sisteminden taviz verecek bir hoca değil tabi, 4-3-3 çıktılar sahaya... Puyol sağ beke, Alves de orta alana çekilmişti.. Messi ilerideki adam rolündeydi.. Pelegrini de sistemini korumuştu, ancak 4-3-1-2'de Guti tercihi yerine daha savunma yanı ağır basan Gago'ya şans vermişti...

İlk yarıda Barça skor avantajını yakayınca Guardiola sistemi korudu ama sistemj içinde savunmanın ağırlığını arttıracak bir hamle yaptı.. Puyol'u sol beke çekti, Alves yerine geçti.. İkinci gol gelince de bu hamlesinde haklı olduğu ortaya çıkmış oldu...

Girenin çıkanın bol olduğu dakikalar.....
Pellegrini ise ikinci golün ardından Marcelo'yu kenara alıp Guti'yi sahaya sürdü. 63. dakikada da Barcelona'da bu maça yedek başlayan Iniesta Maxwell'in yerine oyuna dahil oldu. 69. dakikada da Real Madrid'de günün etkisiz ismi Van der Vaart'ın yerine tecrübeli Raul dahil oldu. Ev sahibi takım 80. dakikada Higuain'in yerine Benzema'yı oyuna dahil edip son kozlarını oynarken, Barcelona'da ise Guardiola 81. dakikada Milito'nun yerine Marquez'i sahaya sürdü.

------------------------------------------------------
TARTIŞILAN POZİSYONLAR
------------------------------------------------------

Ramos'un Messi'ye attığı tekmeye hakem ses çıkartmadı... Ayrıca İspanyol futbolcunun maçın son bölümlerindeki hırçın hareketleri sadece ona sarı kart getirdi, not olarak düşelim..

Ronaldo'nun Milito tarafından düşürülmesi... Burda da hakemin gözü önünde pozisyon ve frikik kararı doğru.. Sarı kart da verilebilirdi belki.. Hakem hocalarına sormak gerekir : )

Bu da Alonso'nun eline çarpan top... Alves mi, Xaşi mi vurmuştu şimdi hatırlayamadım ama.. Xavi sanırım, top ele değse de ceza sahasının dışınadaymış demeyin.. Alonso'nun sarısı vardı... Kırmızıya dönerdi o...

--------------------------------------------------
İSPANYOL BASINI
--------------------------------------------------

İspanyol basını haliykle manşetlerine taşımış... Onların gözünde Milenyum derbisiydi dün akşam oynanan ve en çok dikkat çektikleri isim ne Messi ne de Ronaldo'ydu..

Xavi'nin hem Messi'yi 3 kez hem de Pedro'yu Casillas ile karşı karşıya bırakan muhteşem paslarına paragraf açtılar...

Xavi için yapılan betimlemelerden birkaç tanesini (tabii gaza gelip ben de sıkıştırabilirimm) sunayım

Beyaz bir yıldız gibi doğdu..

Xavi'nin gözü lige karar veriyor

Sahadaki en parlak yıldızlardan biriydi

Ara paslarına uygun nota bulunsa başka şarkı dinlemezsin..

Messi ışık, Xavi ısı veriyor...

------------------------------------------------------
GALİBİYET ARMAĞANI
------------------------------------------------------

Manu Chao'dan geliyor, Rumba de Barcelona...



------------------------------------------------------
BARCELONA SOKAKLARI
------------------------------------------------------




------------------------------------------------------
ONUR SAVAŞI KAZANILDI
------------------------------------------------------



Aslında, Simon Kuper’in ‘Futbol asla sadece futbol değildir’ tespitine önemli bir örnek, El Clasico. Önce Barcelona’nın kurulduğu düşünülürse, R. Madrid’in kuruluş tarihi 6 Mart 1902’den bugüne taşınan bir rekabet El Clasico, İspanya’da başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan. Katalanların milli takım olarak gördükleri Barca ve Franco tarafından kurulduğu için “kralın takımı” denilen (beyaz gömleğin üzerindeki kahve lekesi gibi hiç çıkmadan duracaktır bu) R. Madrid arasında oynanan tüm karşılaşmalar ilgiyle takip edilir, dünyanın en büyük derbisidir.


Katalanlara göre ise bir onur savaşıdır, öyle ki Katanların büyük bir çoğunluğu İspanya’ya demokrasinin Franco’nun ölümüyle değil, 1974’te yani kralın ölümünden bir sene önce oynanan R. Madrid- Barcelona(0-5) maçıyla geldiğini düşünür.

Ve Barçalılara göre, onur savaşı bir kez daha kazanıldı...

9 Nisan 2010 Cuma

El Clasico'ya doğru...

Ronaldo: Ben daha uzunum...

Messi ile aramızda önemli farklar var. Ondan daha uzun ve kalıplıyım. Ben de İspanya’daki ilk sezonum için gayet iyiyim.

Messi: Stillerimiz farklı...

Cristiano ve ben farklı stillere sahibiz. Büyük bir futbolcu ve bunu geçen gösterdi. O, en büyükler arasında olmaya devam ediyor.

Manuel Pellegrini: Beraberlik kötü sonuç olur.... Real Madrid asla başka takımın futboluna bağlı oynamadı. Başkalarının farklı yorumları olsa da 3 puanı alacağımıza inanıyorum. Beraberlik kötü bir sonuç olur.

Pep Guardiola: Bir daha 6-2 yenemeyiz.... Tüm dünyanın yeniden Barcelona’yı görmesini istiyorum. Zevkli ve gollü bir maç olacağına inanıyorum. Ancak geçen yılki gibi 6-2’lik galibiyet almamız beklenmesin.


Ah o gemide ben de olsaydım, uzak denizlere yol alsaydım tadında bir maç ve o maç Akdeniz'e salındı, bizim limandan da uzun uzun geçişini izleyeceğimiz bir 90 dakika içinde heyecanlı bekleyiş başladı...

Bir tarafta Kaka, Ronaldo, Alonso, Casillas, Hiquain... diğer tarafta Messi&arkadaşları... La Liga'da şampiyonluk hesapları yapan iki devin hayatı donduracak kapışmasına artık çok az bir zaman kaldı...

İnsanın Fuat Akdağ olası, Bernabeu'ya gidesi, bir daha hiç gelmeyesi geliyor... Tabii bir de maçı sinemada izlemek var... İspanya'da yeni moda da bu zaten... El Classico sinemalarda... Bu seansı kaçırdım bi sonrakine artık diyemeyeceğin, matine matine değil, kasıla kasıla izleyeceğin dev bir kapışma...

-----------------------------------------------------------------------------------------------
Rakamlarla REAL MADRiD

Ligde 12 maçtır kazanıyor. Son 12 maçın 10’unda en az 3 gol attı.Maç başına 3,41 gol ortalaması var.
Sahasında oynadığı 15 maçı kazandı. Evinde 50 gol atıp 13 gol yedi.Bu sezon toplamında 100 gol attı.
100 golün 51’i Ronaldo&Higuain ikilisine ait. Higuain son 5 maçtır gol atıyor. Son 10 maçta Higuain&Ronaldo ikilisinden biri mutlaka gol attı. Kaka sakatlığı sürdüğü için oynayamayacak. Evinde Barcelona’yı en son 2008’de 4-1 yendi.

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Rakamlarla BARCELONA

Ligde 5 maçtır kazanıyor. Bu sezon deplasmanda sadece Atletico Madrid’e deplasmanda kaybetti. İspanya’da deplasmanlarda en çok puan toplayan takım (34) Deplasmanda en az gol yiyen takım (10) Ligde sadece Valencia deplasmanında gol atamadı. Ibrahimovic son 4 maçın 3’ünde gol attı. Ancak sakatlığı süren İbrahimovic bu maçta yok.
Messi son 7 maçın 5’inde gol attı. Barcelona son 3 Real Madrid maçından da galibiyetle ayrılmayı bildi. Geçen sezon Bernabeu’da 6-2 kazandı.


-------------------------------------------------------------------------
Bunun adı, şanssızlık... Takım arkadaşınızın Messi olması bence büyük şanssızlık... Herkes ona hayran, kimse senin ne yaptığınla ilgilenmiyor, hatta sen de otur çimlere izle Messi'yi: ) Şaka bir yana Keita'nın Messi'ye kafayla verdiği ara pası, Puyol ve Pique'nin yokluğunda Milito'nun gerideki toparlayıcılığını da es geçmeyelim Arsenal karşılaşmasıyla ilgili değerlendirme yaparken derim... Takım oldukça formda geliyor Madrid'e...
-------------------------------------------------------------------------

Ronaldo'dan inciler....Real Madrid'in yıldız futbolcusu Ronaldo, Messi ile kendisi hakkında basında yapılan karşılaştırmalarla ilgili, ''Messi'nin mükemmel bir sezon geçirdiğini düşünüyorum. Birçok gol atıyor ve eminim ki şimdi ve her zaman en iyilerin arasında olacak'' değerlendirmesini yaptı.

Messi ile çok farklı karakterde futbolcular olduklarını, ayrıca Arjantinli futbolcuya göre daha uzun ve geniş olduğunu ifade eden Ronaldo, ''Umarım Messi çok gol atmaya devam eder ama Cumartesi akşamı değil! İyi bir futbolcu ama tek başına oynamıyor. Takım arkadaşlarının da payı var. Futbolu bilenler ne demek istediğimi anlamıştır'' şeklinde konuştu. Messi'nin Arsenal maçında attığı 4 golü El Clasicoda atmayacağını ama çok da büyük konuşmamak gerektiğini belirten Ronaldo, ''El Clasico'daki topu ben götürmek istiyorum'' diyerek, gol atmak için çok hırslı olduğunu gösterdi.

-----------------------------------

Geçmişten gelen rekabetin tüm yer küreyi esir almasını bir maçlık şöyle kenara koyalım... Real Madrid ve Barcelona puan durumları, yıldızları ve hakikaten formlarının zirvesinde olmalarıyla dahi, haftasonu için muhteşem bir şölene imza atacaklarının ipuçlarını veriyor..

Haliyle insan da heyecanlanıyor... Ve 85 bin kişilik statın tüm biletleri de bu yüzden günler öncesinden tükeniyor... Haberi aktarıyorum hemen:

La Liga'da gelecek cumartesi akşamı oynanacak Real Madrid-Barcelona maçına yoğun ilgi olurken, 2500 avroya satılan VİP bölümündeki biletlerin dahi tükendiği açıklandı.

Dünyanın en önemli maçlarından biri olarak sayılan ve "El Clasico (Klasik)" olarak adlandırılan Real Madrid-Barcelona maçı, bu sezon iki takım arasındaki büyük çekişmeyle çok daha fazla önem kazandı.

82 bin kapasiteli Santiago Bernabeu Stadı'nda tüm biletlerin satıldığı açıklanırken, dünyanın dört bir yanından gelen 150'den fazla medyanın iki hafta öncesinden akreditasyonların yapıldığı ve siyasi liderler, bakanlar gibi özel davetlilere ayrılan protokol bölümünde bile izdiham olduğu belirtildi.

-------------------------------------------------------------------------
Çekişme her yerde... Ronaldo'yu geçti Messi çocuğu... Barcelona'nın Arjantinli yıldızıLionel Messi, Arsenal ile oynanan Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında attığı 4 golle, Devler Ligi gol krallığında ilk sıraya yükseldi.Ligde gol krallığı sıralaması şöyle:1. Lionel Messi (Barcelona) 8 gol,
2. Cristiano Ronaldo (Real Madrid) 7 gol, 3. Wayne Rooney (Manchester United) 5 gol Nicklas Bendtner (Arsenal) 5 gol

-------------------------------------------------------------------------

Maçla ilgili İspanyol basınında yapılan yorumlarda, her iki takımın da 77 puanda olduğu ve ligin bitimine 8 hafta kaldığı hatırlatılırken, kazanan takımın büyük ölçüde şampiyonluğu garantileyeceği görüşünün ağırlık kazandığı görüldü. Bahis şirketleri, Real Madrid'i favori gösterirken, İspanyol basının internette yaptığı farklı anket sonuçlarında her iki takımın da favori gösterildiği dikkat çekti.
-------------------------------------------------------------------------
Yukarıdaki görüntüleri izlerken dikkat etmişsinizdir, Ronaldinholar, Ronaldolar (gerçek), Baptistalar, Roberto Carloslar, Rivaldolar... Daha çok Brezilya esintisiydi El Classico.. Zidane ve Raul de olmasa gol atan olmayacaktı Avrupa karasından.. Ama şimdi Brezilyalı futbolcu aklıma gelmedi, bu maça damga vurur diyebileceğim... Ah bir de şu görüntüye hastaydım.. Roni-Messi-Eto'o.. İbocan olmadı sanki, Roni de bir başkaydı...
-------------------------------------------------------------------------

Bu arada istatistiklere göre ezeli rekabette üstün gelen taraf Real Madrid olurken, 2000 yılından bu yana oynanan 19 maçta Barcelona'nın 7, Real Madrid'in 6 galibiyeti olup, 6 kez de tarafların berabere kaldıkları görülüyor.

Real Madrid'e karşı son 3 maçını kazanan Barcelona'nın özellikle geçtiğimiz sezon Santiago Bernabeu'da aldığı 6-2'lik tarihi galibiyet, cumartesi günkü maç öncesinde gündeme getiriliyor.


Barcelona'nın onursal başkanı Johan Cruyff bununla ilgili, "Ben olsam kafamdan o 6-2'lik sonucu çıkartırdım. Eğer 6-2'yi düşünerek sahaya çıkarlarsa maç yine aynı sonuçla bitebilir ama bu kez rakip lehine!" diyerek, Barcelonalı futbolculara çok iyi bir şekilde konsantre olmalarını tavsiye etti.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Toshack'ın rekoru kırılacak mı?



La Liga'da gol rekoru, 107 gol ile yine Real Madrid'in John Benjamin Toschak yönetimindeki 1989-1990 sezonu kadrosuna ait. Pelegrini ve öğrencileri toplam gol sayısını 100'e çıkartmayı başardılar ama La Liga'da bu sayı henüz 83...

La Liga'da 12 haftadır kazanan ve 2-0 biten Racing maçından önceki son 10 galibiyetine de 3 ve üstü gol atarak ulaşan Real Madrid, toplam gol sayısını 83'e çıkardı. Eflatun-beyazlıların bu rekoru geliştirmesi için kalan 8 maçta en az 3 gol ortalaması ile oynaması gerekiyor.

La Liga'da 83, Şampiyonlar Ligi’nde 16 ve Kral Kupası’nda 1 gol kaydeden Madrid’de, Ronaldo ve Higuain, toplam gollerin yüzde 51'ine imza atmayı başardı. Higuain 26, Ronaldo ise 25 kez rakip ağları havalandırdı.

1989 Real Madrid kadrosu:
Kaleciler: Agustín, Buyo & Lopetegui
Defans: Chendo, Esteban, Hierro, Julio Llorente, Ruggeri, Sanchis, Solana & Tendillo
Orta Saha: Aldana, Gallego, Gordillo, Martín Vázquez, Míchel & Schuster
Forvetler: Butragueño, Hugo Sánchez, Losada & Paco Llorente
Teknik Direktör: John Benjamin Toshack