31 Mart 2010 Çarşamba

Kadıköy'de Galatasaray marşı!


Rıhtımdan yukarıya doğru yürüyorduk, hadi tırmanmak diyelim şuna... Meşhur balıkçıların sokağından geçip hemen yukarı kıvrımlardan birine saptık... Kara tahtaya tebeşirle yazmışlar, “maç keyfi burda” diye... Mekan Kadıköy, malum Fenerbahçe'de tadını tuzunu kaçırmış futbol muhabbetlerimizin.. Hınzırın hatrına oturduk, bir yandan da Galatasaray-Ankaragücü maçını izlemeye karar verdik..

Önden bir iki muhabbet, maçın başlamasını bekliyoruz, karşılıklı iki LCD televizyonu da çakmışlar, iki spiker maçı anlatacak hesapta... Birinin sesi karşımdan diğerinin arkada geliyor sanki... “İki spiker arkalarında Alex oynar mı?” esprisiyle gülüştük biraz... “Alex oynamayınca takım kazanamıyor,” arapasıyla da maç keyfini, ligin kaderiyle karşı karşıya bırakmış olduk...

Bursaspor, şampiyon olacak gibi... Ama Sivasspor da böyle bir çıkış yapmıştı... Hem Sivas'ın İstanbul'da taraftarı çoktu... Ama Bursa'nın taraftarı daha ateşli... Ertuğrul Sağlam var takımın başında... Orada da Bülent Uygun vardı... Vardı da ne oldu, şimdi nerede? Sağlam, Kayserispor'dan sonra Beşiktaş'ta da iyi işler yaptı... Sonra? Kovuldu!

Beşiktaş demişken... Kartal da geliyor arkadan... Mustafa Denizli'nin kehanetleri tutar mı bir kez daha? Onu bilmem de, Galatasaray Ankaragücü'nü rahat yener! Trabzonspor'dan da puan çıkartırsa şampiyon olur... Erken konuşmayalım... Erkeni mi kalmış, Fenerbahçe resmen koptu yarıştan... Derbi var iki hafta sonra... Boşverin şimdi bunları sağlığınıza... Kadehleri kaldırmıştık ki, Jo golü atınca... Sanki golün şerefine der gibi oldu... Yarasın!

Sağolsun sarı-kırmızı topçu takımı bizi yanıltmadı, Galatasaray tahmin ettiğimiz gibi sahadan 3 puanla ayrıldı... Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi de zora girmişti, takım tamamen değişmeliydi, Daum gitsin, huzur gelsin klişelerine dalma hazırlığındaydık ki, tam o esnada mekanın fanatik garsonları Galatasaray marşı çalmaya başladılar... Böyle ortam da kararınca hafiften balo ortamına döndü iş... Alkış tutup, bayrak sallamaya kadar gider şimdi bu korsan sevinç diye de içimden kıs kıs güldüm...

Bir şok haliydi tabii! Ne oluyoruz şaşkınlığı.. Aklımızda, Florya'da antrenman sırasında telefonunun melodisi Fenerbahçe marşı çaldığı için Arda'nın taraftarın üzerine yürümesi de olunca, itiraf etmeliyim tedirgin de oldum...

Hani bizde oluyor böyle şeyler; kapat şunu-kapatmam derken bir dolu tantana kopar mı?

Kopar! Bu kez kopmadı... Çocuklar fazla uzatmadı eğlenceyi, ama uzatsalar da kimsenin sesi çıkmayacaktı zaten... Fenerbahçeliler çoktan ümidi kesmiş, hani biz olmasak Bursa olsun diyecek hali dahi yok hiçbirinin, hava boşluğuna bırakmışlar ligin kaderini, rüzgar nereye eserse...

Kara tahtaya yazmışlar, maç keyfi burda diye...

Bahtı kara Fenerbahçeli'nin de maçtan alacağı keyif bu kadar olur işte...

Hiç yorum yok: