31 Mart 2010 Çarşamba

Sizin de bir toteminiz var mı?

Taraftarı olduğu takımın maçı kazanması için kimler neler yapmıyor ki! Maç izlerken aynı şeyleri giymek, aynı koltukta oturmak, yer değiştirmek, hep olumsuz yorumlar yapmak, karşı takımı övmek... Hem totem yapmak için öyle uzun uzadıya bir araştırma yapmanıza da gerek yok, kim ne yapar ne eder çabasıyla.. Hemen yanıbaşınızdaki arkadaşınızın, en keyifle izlediğiniz topçunun ve tabii sizin de bir totenimiz olabilir... Sabah gazetesinin gaçan hafta konuyla ilgili bir haberi vardı... Bir toteminiz var mı sorusunu sormuşlar..

Okay Karacan'ın sinema totemi, “tribüne gittiğim günlerde her zaman 11:00 seansına sinemaya giderdim, o zaman maçlar da 15:00'te oynanırdı, oradan da tribüne... Ve Beşiktaş hep kazanırdı. Sanki sinemaya gitmesem kötü olacak, diye düşünürdüm”....

Banu Yelkovan'ın tahminsizlik totemi, “Maçtan önce skor tahmini yapmam. Yapmak zorunda kalırsam da gerçek tahminlerimi söylemem, uğursuzluk olmasın diye”...

Levent Tüzemen ise bu konuda biraz daha aşmış durumda, kendisini büyücü sananlar kabilesinde, sonuçları önceden görmüş bir abimiz...

Ebru Kılıçoğlu'nun ise mandalina sevdasına denk geldik, “GS'nin deplasmandaki bir maçında mandalina yerken gol atmıştık, maç sonuna kadar bütün mandalinaları yemek zorunda kaldık.”

Abdurrahim Albayrak ise yerinde duramayanlardan, “Maç sırasında uğur getirsin diye yer değişimi yaparız. Yanımda oturanlarla sık sık yer değiştiririz.”

Hiç yorum yok: