24 Ocak 2012 Salı

Futbol her zaman futboldur!


Sahada 22 kişinin peşinden koştuğu cismin somut yapısına benzerlik gösteren küresel etkisini alışılagelmişin dışında, biraz Ferhan Şensoy'un esprili dili, "madem peşinde koşacaksın, niye tekmeliyorsun topu?" eğlencesiyle, biraz Albert Camus'nün şaşırtıcı tespiti, "hayata dair ne öğrendiysem hepsini futboldan öğrendim"felsefesiyle, biraz Bili Shankly'nin "Jütbol bir hayat memat meselesi değildir, ondan çok daha önemlidir" içgüdüsüyle ama en çok Simon Kuper'in kitabına başlık olan, 'futbol asla sadece futbol değildir" kaygısıyla tartışacağız. 

Eğlenceli bir oyun mu, yoksa ticari mi?

Futbolun bütün iklimleri saran, her coğrafyada sevilen bir dokuya sahip olmasını 'basit kuralları var' ekseninde açıklamaya çalışmak hem konuyu kısırdöngüye havale etmek, hem de kolaycı bir analiz olarak havada kalacaktır. Çünkü oyun kurallarının ve oynanma koşullarının salt insan gücüne ve kolay erişilebilir araç- gereçlere ihtiyaç duyduğu pek çok spor dalı mevcuttur. Lakin ABD sınırları dışında beysbol ve basketbol popülaritesine ulaşabilmiş tek spor branşı futboldur.
Zaten, küreselleşme sürecinin en fazla nüfuz ettiği, artık bir spor dalı olmaktan çok, eğlence ve dahası ticaret sektörü haline gelen futbol için kim böylesi bir tanımlamayla yetinebilir ki?
Kapitalist küreselleşmenin yayılma hızının saatle ölçülemeyeceği bir dönemde, kar edilebilme ihtimali taşıyan her şeyin metalaştığı rahatlıkla ifade edilebilir. Futbol gibi dünyanın yarısını birbirine yakınlaştıran, bağlayan bir spor dalının kaşı ve gözü para olan kişiler tarafından, altın yumurtlayan tavuk ilgisiyle karşılanması da bu koşullarda elbette ki olağan. Aynı şekilde bütün bunlara karşı durmaya çalışan, farklı aidiyetlerden beslenen futbolseverlerin oluşması da aynı derecede olağan, etki-tepki reaksiyonu örneği.

ÖNEMLİ OLAN NİYET

Konuyu açmak için Ahmet Çakır'ın makalesinden alıntı yaparak, "Egemen sınıf futbol aracılığıyla ırkçılığı, savaşı teşvik edecek. Ezilenler ise kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü teşvik edecekler. Bir bıçağı nasıl kullandığınız onun yararlı ya da zararlı olduğunu belirler. Eğer bıçakla adam öldürürseniz zararlıdır. Ekmek keserseniz yararlıdır.Yani araçtır. Latin Amerika'da birçok ülkeyi ABD işgal ederken, futbol devrimcilerin ve halkın kendini örgütlemesine büyük katkı sağlamıştır. Yine Milan tribünlerinde aşağı sallanan büyük Che pankartı Milanolu sanayi işçilerinin futbolu nasıl algıladığını da göstermektedir " demek yerinde olacaktır.

FUTBOL ŞİRKETLERİN BİR PARÇASI

Son yıllarda futbol ve küreselleşme ilişkisini inceleyen çalışmalar farklı analizleri de gündeme getirmektedir. 21. yüzyılda futbol, yalnızca tekil ülkeler içindeki sınıfsal ilişkilere bakılarak analiz edilemeyeceğini ifade eden araştırmacılar, ilgilerini şirketlerin sportif faaliyetlere katılma sürecine yönlendirmişlerdir. Şirketler, son yıllarda süratli bir şekilde futbol aktivitelerinin bir parçası olmaktadır. Özellikle eğlence endüstrisi ile futbol arasında organik bir bağ kurulmaya çalışılmış ve futbol, şirketlerin piyasaya arz ettiği tüketim metaları ile örtüşmüştür. Ekonomik küreselleşmenin hızlanması ile futbol kulüplerinin mülkiyeti konusunda da yeni bir döneme girilmiştir.
Özellikle ileri kapitalist ülkelerde medya devleri, hızla büyük kulüplerin sahibi ya da ortağı haline gelmektedir. Gürkan Öztan'm da belirttiği gibi, "Uluslararası düzlemde zengin kapitalist ülkelerin, 3. Dünya ülkelerinde faaliyet gösteren kulüpleri satın alması ya da ortak olarak onlar üzerinde hegemonya kurması, sıkça rastlanan bir durumdur.
Bu çerçevede global ölçekli bir sporcu ticaretin den de bahsetmek mümkün olmaktadır. Başarılı sporcuların, yüksek menajerlik paraları ile Batılı ülkelere ihracatı finan-sal açıdan eşitsizlikleri gündeme getirmektedir." Bütün bu sosyo-eko-nomik değerlendirmelerin sonuna eklenmesi gerek önemli bir hususta, futbolun cinseyitinin tercihini 'erkek'ten yana kullanmış olmasıdır. Kadın futbolu diye bir şeyin olması bizi yanıltmasın. Çocukken öğretilen ilk şeylerden biri voleybolun kız, futbolun erkek oyunu olduğudur. Stadyum erkek için kendini rahatlıkla ifade edebileceği bir alan haline dönüştürülmüştür.
Maç seyretmeyi isteyen bir kadın kitle halinde huşuyla söylenen küfürlü tezahüratlarla canından bezdirilir. Bazı 'delikanlı kadın'lar ise erkekleşmeyi ya da erkek gibi kadın olmayı kabul ederlerse tribünlere kabul edilebilirler. Futbol topuna verilen çeşitli isimler ve topun yaptığı bazı çağrışımlarda kadını aşağılayan cinsiyetçi bir söyleme sahiptir.


Hiç yorum yok: