2 Nisan 2010 Cuma

Kartal'ın iniş takımı!


Beşiktaş'ın şampiyonluk potasına yeniden girmesiyle birlikte zirvede heyecan daha da artmıştı. Mustafa Denizli'nin 'kontrolsüz' başlayan sezonun ilk bölümünün ardından alıştığımız geri dönüşlerinden biriyle ikinci yarıya başladılar ve geçen hafta Eskişehirspor karşısında alınan galibiyetle ligdeki iddialarını da ortaya koydular.

Ankaragücü maçındaysa hem eksik oyuncuların hem de başkent ekibinin hırsının da etkisiyle yarışta kaybeden unvanıyla haftayı kapattılar... Bursaspor ve Fenerbahçe'nin iç sahada oynayacak olması, G.Saray'ın da güçsüz Sivasspor deplasmanına çıkacak olması, İnönü'de heyecanın daha da azalmasına neden olabilir.

Bir de Fenerbahçe'nin Kayserispor engelini kayıpsız geçmesi durumunda gelecek haftayı da bay geçecek olması, Beşiktaş'ı derbi öncesi daha da zor durumda bırakabilir. Bu durumda Denizli'nin oyun içi stratejilerinden çok, oyun öncesi planları gündeme gelecek ki, bu da onun aslında sezonun başındaki 'kontrolsüz' kimliğine geri dönmesi anlamına geliyor.. Tabii haftaya yükselen güneş Trabzonspor ile oynuyorlar ki, bu da oldukça çetin geçecek bir maç olacak...

Bu nedenle Ankaragücü karşısında kaybedilen 2 puan siyah beyazlılar açısından oldukça önemliydi. Telafisi olmayan ve tecrübeli olanın ipi göğüsleyeceğini söyleyen Mustafa Denizli'nin Bobo'nun şutunun direkte patlamasının ardından yüzündeki o 'eyvah' görüntüsünü anlamamak hiç de zor değil!
---------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Denizli: "Ankara deplasmanında kayıp puanlarla döndüğümüzü biliyoruz. Ankaragücü elindeki yabancılar bakımından çok üst düzeyde. Her sonuç çıkabilirdi bu maçtan. Müthiş bir mücadele oldu. Bu maçı kazanmamız Beşiktaş'ın ligde büyük bir avantaj ile devam etmesini sağlayacaktı fakat olmadı. Şartlar ne olursa olsun deplasmanda maç kazanamamak önemli bir eksikliğimiz."
---------------------------------------------------------------------------------
Oyuna gelecek olursak; Beşiktaş Ferrari, Tello ve Tabata'nın eksikliğini fazlasıyla hissetti. Geriden oyun kurma, orta alanda yaratıcı olma eksikliği oyunun kontrolübü tamamen Ankara temsilcisine verdi. Yusuf'un son bölümlerde oyuna dahil olmasıyla Beşiktaş üstünlük kurmayı başardı fakat bu oyuncu da fiziksel açıdan ancak bu kadar zamanı kaldırabilirdi. Bir de Denizli, üçlü savunma anlayışı benimseyince(biraz Lucescu dizilişini anımsattı bu bana)işler daha da karmaşık hale geldi. Çünkü o dönemde geride Zago, orta alanda Guinti oyunu okumak ve Tümer, Sergen gibi yaratıcı oyunculara alan açmak konusunda son derece başarılıydılar. Beşiktaş'ın bugünkü kadrosunda bunu başarması beklenen isimler, İbrahim Toraman ve Necip..
---------------------------------------------------------------------------------
Rıdvan Dilmen: Beşiktaş’ı, Manchester United maçından sonra ilk kez üçlü savunma ile oynarken gördük. Şahsen Mustafa Denizli’nin bu hamlesini anlamış değilim. Nereden çıktı 3-5-2 çözemedim. Evet sakat oyuncular çok olabilir ama Beşiktaş’ın yine dörtlü savunma oynayacak kadrosu elinde vardı. Oyuna baktığınızda kenar adamlar Ekrem ve İbrahim Üzülmez geriye yaslanınca, Necip de kendini defansın içine atınca altı kişi savunma yaptı. Bu durumda dönen her topu Ankaragücü topladı. Beşiktaş sürekli uzaktan şut yedi.
---------------------------------------------------------------------------------
Ankaragücü ise yıldızları toparlamış... Henüz tam anlamıyla işleyen bir çarkları yok ama Sapara, Geremi, Rothen ve Vitek oynamayı bildikleri bölgelerde ön-plana çıktılar... Bunun daha derli toplu yapmaya başladıkları ve yerli oyuncuların da çarka dahil olmasıyla çok daha iddialı bir takım izleyeceğiz sanırım.

Hiç yorum yok: