14 Nisan 2010 Çarşamba

El Clasico Özel...


Messi: İstediğimiz zaman başaramayacağımız şey yok

Ronaldo: Başarısızlık mı? Hâlâ ligi kazanabiliriz

Guardiola: Çok değerli bir zafer elde ettik

Pelegrini: Daha fazla takım olan kazandı

Busquets: Real'den daha iyi olduğumuz görülmüştür

Albiol: Gerçek şu ki, takım olarak onlar en iyisi

Valdes: Bir şekilde oyun içinde büyüklüğümüzü gösteriyoruz

Puyol: Patron her zaman en iyisini ister ve o haklı olduğunu gösterdi (Sağ bekten sol beke geçişini anlatıyor)

Valdona: Bizi kurtarmanız gerekir (futbolcularına sesleniyor)

Laporta: Konuşma değil, temkinli olma zamanı

-----------------------------------
MESSİ YAPTI YİNE YAPACAĞINI
---------------------------------------------
Ne güzel insandır şu Messi, maç biter ama o elinden topu bırakmak istemez hiç...

İki sezon önce Barcelona, Bernabeu'ya gelirken resmi sitesinden şöyle anons etmişti maçı: “Tarih bizi favori gösteriyor”... Hoş o gün yenilmişlerdi ama mesajın derdi başkaydı... Katalan temsilcisi Barça, hiç bir zaman boyun eğmediklerinin altını çiziyordu.. Şimdi Barça'nın o seslenişine Real bugün sadece şu yanıtı verdi... Biletler satışa çıktıktan iki saat sonra tükenmiştir!

Hayatın her anında varlığını sürdüren, hayatın ‘yaşanmakta olan’ anına göre değişen, ve yerleşik bir hâl alan futbol, bize ait olmadığı kadar bize, bize ait olduğu kadar da herkese ait... Belirlenmiş evrensel kurallarıyla tüm dünyayı ortak bir paydada buluşturan, bugüne değin hiçbir ‘imparatorluğun’ sahip olamadığı bir güçle kendine özgü değerleri de aynı potada eritmiş olan futbol, Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Amerika’ya tüm yer kürenin ‘ortak dili’ olmayı başarmış...

Bu dili, anlamsız, boş vakitleri değerlendirmek için kurgulanmış, sadece topun peşinden 22 kişinin koştuğu bir ‘oyun’ olarak görenlerin yanılgı içinde oldukları kanısındayım… Bana göre futbol, toplumların değişimini yansıtan, boy gösterdiği coğrafyanın kültürel ikliminden beslenen, algılanışı, benimsenişi, duruşu ile tribünden hayata açılan pencereyi simgeleyen ‘gerçeğin’ ta kendisi...

VE TEK GERÇEK VAR... O DA MESSİ!!!

--------------------------------------------------
RONALDO'NIN SURATI DÜŞTÜ
--------------------------------------------------


Zenginlerin mahallesine kapışmaya gelmiş gibi halleri vardı bizim çocukların...
Ben biraz Ronaldo'ya üzüldüm..
Ekrana geldiğinde suratında bir şaşkınlık vardı, kabullenmiş garibim en iyinin kendisi olmadığını.. Yan mahallede dayak yiyen çocuğun, dayak atanın kendi mahallesine geldiği vakit böyle içe kapanık durması gibi.. Pek bir süklüm püklümdü...

Messi'ye gelince... artık tavırlarında da o büyüme görüyoruz! Artık iyice kazındı onun mimikleri, aynı çalımları gibi, ne zaman nerde ne yapacağını biliyoruz..
Fakat o hep başka bir yerde başka bir zamanda başka birşeyler yapıyor..Ve yanılıyoruız! Dün de göğüs çalımı.. Kaçırdığı iki karşı karşıya pozisyonda da araya sızmaları vs..

Neyse Ronaldo da büyük topçu, tabii Messi yokken..


Müsadenizle; Ronaldo ile Messi arasındaki kıyaslama ile ilgili özlü sözümüzü söylemek isterim...

Messi'nin olmadığı yerde Ronaldo'ya Abdurahman Çelebi derler...


------------------------------------------------------
TEKNİK TAKTİK MESELELER
------------------------------------------------------

Teknik adamlar, sistemlerine sadık kaldılar... Oyuncu performanslarına göre hamle yaptılar.. Ama Guardiola, sistem içinde oyuncu yer-değişikliği yaparak, oyunu ne denli iyi okuduğunu göstermiş oldu.. Puyol da hem sol hem sağ bek oynamayı başardığı maçta ön plana çıkan bir diğer isim oldu...

Ev sahibi Real Madrid sahaya Casillas, Arbeloa, Ramos, Albiol, Marcelo, Garay, Van der Vaart, Gago, Alonso, Ronaldo ve Higuain onbiri ile çıkarken, konuk Barcelona ise Valdes, Alves, Pique, Puyol, Maxwell, Milito, Xavi, Keita, Busquets, Messi ve Pedro onbiri ile sahaya çıkmıştı.

Guardiola, eksikler nedeniyle sisteminden taviz verecek bir hoca değil tabi, 4-3-3 çıktılar sahaya... Puyol sağ beke, Alves de orta alana çekilmişti.. Messi ilerideki adam rolündeydi.. Pelegrini de sistemini korumuştu, ancak 4-3-1-2'de Guti tercihi yerine daha savunma yanı ağır basan Gago'ya şans vermişti...

İlk yarıda Barça skor avantajını yakayınca Guardiola sistemi korudu ama sistemj içinde savunmanın ağırlığını arttıracak bir hamle yaptı.. Puyol'u sol beke çekti, Alves yerine geçti.. İkinci gol gelince de bu hamlesinde haklı olduğu ortaya çıkmış oldu...

Girenin çıkanın bol olduğu dakikalar.....
Pellegrini ise ikinci golün ardından Marcelo'yu kenara alıp Guti'yi sahaya sürdü. 63. dakikada da Barcelona'da bu maça yedek başlayan Iniesta Maxwell'in yerine oyuna dahil oldu. 69. dakikada da Real Madrid'de günün etkisiz ismi Van der Vaart'ın yerine tecrübeli Raul dahil oldu. Ev sahibi takım 80. dakikada Higuain'in yerine Benzema'yı oyuna dahil edip son kozlarını oynarken, Barcelona'da ise Guardiola 81. dakikada Milito'nun yerine Marquez'i sahaya sürdü.

------------------------------------------------------
TARTIŞILAN POZİSYONLAR
------------------------------------------------------

Ramos'un Messi'ye attığı tekmeye hakem ses çıkartmadı... Ayrıca İspanyol futbolcunun maçın son bölümlerindeki hırçın hareketleri sadece ona sarı kart getirdi, not olarak düşelim..

Ronaldo'nun Milito tarafından düşürülmesi... Burda da hakemin gözü önünde pozisyon ve frikik kararı doğru.. Sarı kart da verilebilirdi belki.. Hakem hocalarına sormak gerekir : )

Bu da Alonso'nun eline çarpan top... Alves mi, Xaşi mi vurmuştu şimdi hatırlayamadım ama.. Xavi sanırım, top ele değse de ceza sahasının dışınadaymış demeyin.. Alonso'nun sarısı vardı... Kırmızıya dönerdi o...

--------------------------------------------------
İSPANYOL BASINI
--------------------------------------------------

İspanyol basını haliykle manşetlerine taşımış... Onların gözünde Milenyum derbisiydi dün akşam oynanan ve en çok dikkat çektikleri isim ne Messi ne de Ronaldo'ydu..

Xavi'nin hem Messi'yi 3 kez hem de Pedro'yu Casillas ile karşı karşıya bırakan muhteşem paslarına paragraf açtılar...

Xavi için yapılan betimlemelerden birkaç tanesini (tabii gaza gelip ben de sıkıştırabilirimm) sunayım

Beyaz bir yıldız gibi doğdu..

Xavi'nin gözü lige karar veriyor

Sahadaki en parlak yıldızlardan biriydi

Ara paslarına uygun nota bulunsa başka şarkı dinlemezsin..

Messi ışık, Xavi ısı veriyor...

------------------------------------------------------
GALİBİYET ARMAĞANI
------------------------------------------------------

Manu Chao'dan geliyor, Rumba de Barcelona...



------------------------------------------------------
BARCELONA SOKAKLARI
------------------------------------------------------




------------------------------------------------------
ONUR SAVAŞI KAZANILDI
------------------------------------------------------



Aslında, Simon Kuper’in ‘Futbol asla sadece futbol değildir’ tespitine önemli bir örnek, El Clasico. Önce Barcelona’nın kurulduğu düşünülürse, R. Madrid’in kuruluş tarihi 6 Mart 1902’den bugüne taşınan bir rekabet El Clasico, İspanya’da başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan. Katalanların milli takım olarak gördükleri Barca ve Franco tarafından kurulduğu için “kralın takımı” denilen (beyaz gömleğin üzerindeki kahve lekesi gibi hiç çıkmadan duracaktır bu) R. Madrid arasında oynanan tüm karşılaşmalar ilgiyle takip edilir, dünyanın en büyük derbisidir.


Katalanlara göre ise bir onur savaşıdır, öyle ki Katanların büyük bir çoğunluğu İspanya’ya demokrasinin Franco’nun ölümüyle değil, 1974’te yani kralın ölümünden bir sene önce oynanan R. Madrid- Barcelona(0-5) maçıyla geldiğini düşünür.

Ve Barçalılara göre, onur savaşı bir kez daha kazanıldı...

Hiç yorum yok: