5 Mayıs 2010 Çarşamba

Ve Güneydoğu'yu 'Kolbastı'...

Kupada Fenerbahçe, 2 bilinmeyenli denklemin hep bilinen kısmı, finalde onlar mutlaka oluyor... Önemli olan kupayı kimin kazanacağı, yani denklemin bilinmeyeni... Bu yıl da Trabzonspor'a güldü bu şans... Bıraksalar sabaha kadar bir dolu hikaye anlatırım, sonucu değiştirmez... Bu nedenle topu Bağış Erten'e atalım... Bakalım o Radikal'de neler anlatmış maç ile ilgili:

İki kulvarda da mutlu sona yaklaşan Fenerbahçe 27 yıl süren Türkiye Kupası hasretini dindiremedi. Şanlıurfa GAP Arena'daki mücadelede Alex'in golüyle öne geçen Sarı-Lacivertliler, üstün bir oyun koyan Trabzonspor'un Umut Bulut, Engin Baytar ve Colman'la bulduğu gollere engel olamadı. Bordo-Mavililer sekizinci kez kupaya uzandı

10 yaşındayım. Fenerbahçe-Trabzonspor Cumhurbaşkanlığı Kupası finali oynuyor. Zamanın Anadolu İhtilali, Sarı-Lacivertlileri 2-0 yeniyor. Elbistan-Ketizmen’de, yaylada siyah beyaz, puslu bir anı. Sonra 1988 Sakarya’sı. Oğuz’ların, Aykut’ların buldozer takımı kupa kaldırıyor. 89’da önce muhteşem 4-3’lük maçı, ardından finalde Ferdinand’ı seyrediyoruz. 92’nin inanılması güç Trabzon-Bursa eşleşmesi çıkar mı hafızadan? Ve Ulubatlı Souness... Sonra? Sonrası giderek silikleşiyor. Biraz Kocaeli’nin Beşiktaş’ı dörtlemesi, biraz Cim Bom’un Fener’i beşlemesi... Başka? Son on yılda kaç kupa yarı finali, çeyrek finali hatırlıyorsunuz? Süper Kupa en son nerede oynandı, onu bile zorlarsam hatırlayabiliyorum. Peki, neden daha eskiyi daha iyi hatırlıyoruz acaba? Çok yaşlandığımız için mi? Tadı kaçtığından olmasın? Yazık değil mi 50 yıla yaklaşan güzelim organizasyona? Bir kupa sezonunda dünkü maç gibi 10 maç izlesek, fena mı olur? Ne maçtı ama, tadı hâlâ damağımızda.

İlk yarıda Trabzon fırtınası

Fenerbahçe 27 senelik açlıkla başlar diye bekledik, ama hemen kan şekerleri düştü ve mecalsiz kaldılar. 5 dakika geçildi Bordo-Mavi bütün ilk yarıyı boyamaya başladı. “Umut’a yolculuk” neredeyse her denemesinden iş çıkardı. Trabzonlu forvet, önce 5’te ‘Arsenalist’ ezgiler taşıyan atakta kaleyi bulamadı. Sonra 17’de ceza sahasına sondaj yaptı. 20’de ise Volkan’la kozmik çarpışma yaşayıp topu dürtemedi. Hevesliydi Karadeniz ekibi. Rakip defansı bunaltacak kadar. 24’te su molasına dek maçın harareti sönmedi. Kalan 20 dakikalık bölümün yatıştırıcı bir etkisi oldu. 30’da Burak Yılmaz frikiki, 45’te Alanzinho’nun, Bilica’nın eline takılan şutu dışında bir şey yoktu. İlk yarı, muhasebe defterinin son satırında Bordo-Mavi yazıyordu. Ama mutlu olan Fenerbahçe’ydi, çünkü fırtınayı iyi atlatmışlardı.

İkinci devre de dinamik başladı ama pozisyon üretmekten ziyade mücadele vaat ediyordu. Önde basan Trabzon’du, istekliydiler, hırslıydılar. Ama işte Alex diye bir ‘şey’ var bu ülkede. 55’te çomağını soktu tekere ve ufacık bir sol ayak dış temasıyla topu ağlara gönderiverdi. Artık Daum’un en sevdiği formata dönülmüştü. Fakat işlerinin hiç de kolay olmayacağını 61’de Colman’ın şutu direkten dönünce anladılar. Sarı-Lacivertliler geri çekildikçe Bordo-Mavililer rakip alana çullandılar.

66’daki Umut golü futbolun adaletiydi aslında. Hem Umut için, hem de Trabzonspor için. 75’te Deivid volesi şıktı. 79’da Burak Yılmaz’ın kaçırdığı ise akıllara feza. Maçın kırılma anı ise 80’de Colman’ın müthiş pasıyla hareketlenen Engin Baytar’ın, gol kaçıran tüm takımdaşlarını teselli edercesine attığı goldü. İnfazı bitiren son saniyelerde Colman oldu: 3-1. Belli ki tarih 27. senede de tekerrür etmekten bıkmıyordu. Kupanın heyecanı korunmuş oldu böylece. Seneye de bu kupayı izleme bahanemiz var artık.

NOT: Kupa finali Urfa’da oynanıyor diye mızmızlananlar var. İsteniyor ki her şey İstanbul’da oynansın. En kötü İzmir’den, Ankara’dan öteye geçilmesin. Bu lig Ağustos sıcağında başlar, bunalmazlar. Mayıs Urfa’sında fenalık basar. Sonra da açılım’dan falan bahsederler. Herkes ‘kendine santrfor’, ‘kendine gol’ bu ülkede. Siirt’e, Artvin’e, Ardahan’a, Kırklareli’ne Fenerbahçe, Trabzon gidince oradaki hayat kötüye gider mi hiç? Dün Şanlıurfa Gap Arena’da ne eksikti? Hiçbir şey. Ne değişti peki? Alt sütunda Bener’in anlattıklarını okuyun anlarsınız. (Bağış Erten, Radikal)

Hiç yorum yok: