30 Nisan 2010 Cuma

Kim şampiyon olur? Hangi takım küme düşer? Spor yazarlarının görüşleri...


ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET)
Şampiyonluk adayınız kim? Gönlümde Bursaspor'un şampiyonluğu var, ama 1 puan önde olan Fenerbahçe'nin kupayı kaldıracağını düşünüyorum. Fenerbahçe bu saatten sonra puan kaybetmez.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Diyarbakırspor düşer.

BİLGİN GÖKBERK (MİLLİYET)
Şampiyonluk adayınız kim? Kim olur bilmem, ama Galatasaray şampiyon olamaz

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Kim düşer bilmem, ama Galatasaray küme düşmez.

LEVENT TÜZEMEN (SABAH)
Şampiyonluk adayınız kim? Ekstra bir durum olmazsa Fenerbahçe şampiyon olur. Hata yapmadığı taktirde ipler Fenebrahçe'nin elinde.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Kümede kalmak için Sivasspor ve Kasımpaşa'ya 1 puan yetiyor. Ligden düşecek 3. takım Diyarbakırspor olur.

OSMAN TANBURACI (YENİ ŞAFAK)
Şampiyonluk adayınız kim? Bursaspor ve Fenerbahçe'nin birbirine paralel kritik maçları var. Şuanda önde olan Fenerbahçe şampiyon olur.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Bu sene düşme yok. Lig 20 takıma çıkar, kimse düşmez. Aksi durumda Diyarbakırspor'a çok büyük haksızlık yapılmış olur.

TAHİR KUM (HABERTÜRK)
Şampiyonluk adayınız kim? Bitime 2 hafta kala önde olan Fenerbahçe şampiyonluğu kaptırmaz.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Diyarbakırspor düşer.

MERT AYDIN (NTV SPOR)
Şampiyonluk adayınız kim? Bursaspor ve Fenerbahçe ligin kalan haftalarında kayıp yaşamaz. Fenerbahçe şampiyon olur.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Ankaraspor ve Denizlispor'dan sonra düşen takım Diyarbakırspor olur.

Murat Demiryas (NTV SPOR)
Şampiyonluk adayınız kim? Fenerbahçe şampiyon olur

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Diyarbakırspor seneye Bank Asya 1. ligde mücadele eder.

Arif Kızılyalın (CUMHURİYET)
Şampiyonluk adayınız kim? Fenerbahçe puan kaybeder. Bursaspor şampiyon olur.

Ligden düşecek son takım hangisi olur? Diyarbakırspor düşer.

29 Nisan 2010 Perşembe

En iyi öğrencisi Mourinho...

“Bayern’in Hollandalı koçunun dış görünüşü avantajına çalışmıyor. Düz bir yüzü, koca bir göbeği ve en alakasız zamanlarda ortaya çıkardığı garip bir defteri var. Günümüzde teknik direktörlük ‘prezantabl’ olunması gereken bir iş ve Van Gaal bu konuda felaket. Ama bu durumu kurtaran bir detay var: Çok başarılı. O, takımının performansını sürekli arttıran nadir antrenörlerden...

‘11 Collectief1’, Van Gaal’in en sevdiği sözcük. Takıma alınması düşünülen oyuncularla transfer öncesi görüşüyor ve yeteri kadar ‘kolektif’ olup olmadıklarını anlamaya çalışıyordu. 1995’de Şampiyonlar Ligi’ni kazandı; neredeyse genç takımla!

Barcelona’ya geçtikten sonra tek zorluk çektiği alan saha dışı oldu. Bir basın toplantıında gazetecinin birine, "Sen mi çok aptalsın yoksa ben mi çok akıllı?" diye sordu. Barcelona’da hemen herkesle çatıştı ama üç senede iki şampiyonluk kazandı.

Barcelona’nın o zamanki kaptanı Josep Guardiola onun için “En ufak detayı fark eder” diyecekti. Van Gaal ise kendine yeni bir öğrenci bulmuştu. Jose Mourinho isimli genç tercüman onun için scouting raporları hazırlıyordu. Bu iki eski öğrencisinin, o günden bugüne büyük teknik direktörler arasında Van Gaal’in yanında yer almaları sürpriz olmasa gerek.
(Banu Yelkovan, Radikal)

“İyi bir teknik direktörün takıma katkısı yüzde 10’dur derler. Olabilir. Ama kötü bir teknik direktörün zararı en az yüzde 50’dir.” Giovanni Trapattoni

Alex Ferguson bir röportajında, başarılı bir teknik direktör olmasının sırrını soranlara, “Oyuncularımla çok yakınlaşmam. Her zaman mesafemi korurum. Onlarla beraber takılır mıyım? Asla takılmadım, asla takılmayacağım...” cevabını vermişti.

Jose Mourinho’nun futbolcularından üstün tarafı ne? Chelsea’ye ilk geldiğinde futbolculara yaptığı konuşmayı hatırlayalım: “Benim bir UEFA, bir de Şampiyonlar Ligi kupam var.. Sizin neyiniz var?” diye sormuştu.

Sneijder ve Robben yeniden Bernabeu'da

İnter-Bayern Munich finali bir dolu eski dostu bir araya getirecek. Van Gaal-Mourinho (Barcelona), Robben-Mourinho (Chelsea), Hollandalılar Van Gaal-Van Bommel-Robben-Sneijder ve hatta Robben, Sneijder, Van Gaal-Bernabeu...Sneijder Hollanda basınına finalin Bernabeu'da oynanacak olmasının ekstra bir motivasyon yaratıp yaratmadığı sorusuna, "benim için Kazakistan'da olmuş Bernabeu'da olmuş fark etmez" diye cevap verdi. Hem Robben hem Sneijder, İspanya'ya ve Perez'e "Kaka ve Ronaldo'yla izlersin artık gönderdiğin adamları" diye mesaj vermek isteyeceklerdir.

Tekrar soralım: Maradona mı, Messi mi?

Inter'in Barcelona'yı kupanın dışına itmesi elbette büyük bir sürpriz... Dünyanın 4'te 3'ünü şaşkınlığa iten bir sonuçö ortaya çıktı... Arsenal maçlarının ardından Messi, yıldızını olabilidğince parlatmış, Real Madrid maçına kadar geçen sürede en tepeye dahi çıkmıştı (Maradona'dan daha iyi olduğu yönünde yorumlar ağır bastığı dönem)... 'Mou Camp' zaferinin ardından Messi, tek başına bir dev değilmiş sohbetleri yükselmeye başladı... Bugün artık gündemin ilk sırasında Mourinho var, portekizli teknik adam Messi'edn bayrağı devraldı... Ve bir süre daha taşıyacak... Uzun ya da kısa, Dünya Kupası'na yetişmez! Çünkü unutulmasın, teknik adam ya da futbolcu Maradona her zaman en tepedeki yıldız!

Avcı, koleksiyonu tamamlamak istiyor


Üç sezon önce Turkcell Süper Lig'e yükselen ve istikrarıyla herkesin beğenisini kazanan İstanbul Büyükşehir Belediyespor, 'Üç Büyükler' arasında şimdiye kadar sadece Galatasaray'ı yenemedi. Fenerbahçe'yi üç defa deviren İstanbul temsilcisi, Beşiktaş'ı ise bir kez yenebildi

Galatasaray karnesi
2007-2008:
Galatasaray-İstanbul BB: 2-2
İstanbul BB-Galatasaray: 0-3
2008-2009:
Galatasaray-İstanbul BB: 2-0
İstanbul BB-Galatasaray: 0-1
2009-2010:
Galatasaray-İstanbul BB: 1-1

Ne münasebet ben refakatçiyim!


Fransa Milli Takımı’nın önemli oyncularından Sidney Govou ve Karim Benzema’yla beraber Galatasaray’ın eski yıldızı Franck Ribery ile de para karşılığı ilişkiye girdiği iddia edilen 18 yaşındaki Zahia Dehar, sessizliğini bozarak, ilk defa konuştu. Paris Match dergisine demeç veren Cezayir kökenli Dehar, “Fahişe değil, refakatçi kızım” dedi. Basında kendisilye ilgili çıkan haberleri yalanlayan Dehar, “Hiçbir zaman para karşılığı seks yapmadım. Fuhuş çetesine bağlı değilim” ifadelerini kullandı.
Basın, savcılıkta ifadesi bulunan Dehar’ın 2008 yılında 16 yaşındayken Benzema, 2009 ilkbaharında Ribery bu sene de Govou’yla ilişkiye girdiğini iddia etmişti. Fransa yasalarına göre, para karşılığı küçük yaşta bir kızla fuhuş yapanlar hakkında, üç yıla kadar hapis ve 45 bin avroya kadar para cezası istenebiliyor.

Kocaman karar odasında...


Aykut Kocaman, sezon başından bu yana yürüttüğü sportif direktörlük görevinde zorluklar yaşadığını ve yaşayacağını vurgularken, “Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Hele benim gibi insanlar böyle bir şeyi asla düşünmezler. Zorluklar yaşandı, yaşanıyor, yaşanacak. Bu işin bir parçası. Benim yaşadığım en büyük sıkıntı sportif direktör denilen kişiye sağlam bir zeminin ülkemizde henüz oluşmamış olması” diye konuştu.

“Futbol oynamayı, dolayısıyla sahanın içini çok özledim” diyerek, gönlünden geçenin teknik direktörlük yapmak olduğunu söyleyen Kocaman, “Bundan sonra sportif direktör ya da teknik direktör olarak yoluma devam edeceğim. Profesyonel yöneticilikten de öğrendiğim şeyler oldu. Sportif direktörlüğü bırakmak ya da bırakmamakla ilgili kararı henüz vermedim. Sonuçta profesyonel bir iş yapıyorum, benim performansımı da yöneticiler değerlendirecektir” dedi.

Rijkaard eğer kalacaksa...


Galatasaray oyun anlayışları kargaşası yaşadı sezon başından beri. ‘Fetret sezonu’ yani... Rijkaard’ın, geldiğinde 4-3-3 diye açıkladığı, eski Milan ve yeni Barcelona’dan aşina olduğumuz bir futbol anlayışı var. Bunun dışında tek tek yıldız transferlerin birlikte getirdikleri oyun anlayışları var. Üstelik bunlar Cimbom’da yeniden parlama fırsatı arayan sönmüş yıldızlar. Kendi dertlerindeler kısacası... Gol yeriz diye ödü patlayan, Fenerbahçe’ye yenilince ise varoluş krizi yaşayan yöneticilerin futbol anlayışı var bir de. Bu psikolojinin sahadaki temsilciliğini üstlenmiş altyapıdan yetişme futbolcular var. Kendi olmakla, Metin Oktay olmak ve Emre B. olmak arasına sıkışmış olan ve bunun sahaya yansımasını engelleyemeyen Arda var.
Sonuçta Galatasaray’ın eklektik bir top oynamasına, sadece sezon boyunca değil, bir maç içinde de çok farklı kimlikler göstermesine şaşmamalı. Rijkaard kalacaksa altyapıdan ya da dışarıdan tanınmamış futbolcularla kurmalı takımın iskeletini. Kendi anlayışını başka türlü yerleştiremeyecek gibi. (İbrahim Altınsay, Radikal)

Leicester'in futbolcusu Solano gözaltında


İngiltere Championship (2. lig) takımlarından Leicester'ın Perulu orta saha oyuncusu Nolberto Solano, tecavüz suçlamasıyla gözaltına alındı.

Solano’nun avukatı Semon McKay’e göre, 22 yaşındaki bir kadının kendisine tecüvüz etmekle suçladığı Solano, sorgulanmasının ardından serbest bırakıldı.

McKay, polisle işbirliği yapan Solano’nun iddiaları reddettiğini ve kulübün kendisine tam destek verdiğini söyledi.

Solano, 1998’de Boca Juniors’dan o dönem Premier lig’deki Newcastle United’a transfer olarak Premier Lig’de oynayan ilk Perulu olmuştu.

Yedek sabrı...


Yılmaz Vural’la Daum, öpüşmeler, ense-yanak okşamalar, kulağına söylemelerle, taşkın bir barışma sahnelediler. Daum’un Türkleşme sürecinde bayrak ve Atatürk rozetinden sonra yeni merhale, bu tokalaşma-kucaklaşma karakucağı oldu. Fenerbahçe’de Volkan Demirel 6 maç + 7 dakikadır gol yemiyor. Fener bu seride dördüncü kez tek golle kazandı. Bu seferki tek gol, Murat Şahin’in boşa çıktığı bir korner topunda, Bekir’in pas verircesine narin kafa dokunuşuyla. Esmer delikanlı bu kritik golü hamdüsenalarla kutladı tabii; unutmayın, Fenerbahçe’nin yerli stoper nüfusuna kaydolmak, son yıllarda, bir uzatmalı yedeklik yazgısıdır, derviş gibi kanaatkâr ve sabırlı olmayı gerektiriyor. (Tanıl Bora, Radikal)

Ronaldo, bütün kupaları kazanıp gitmek istiyor!


La Liga takımlarından Real Madrid'in yıldız futbolcusu Cristiano Ronaldo, kariyerinin sonuna kadar İspanyol takımında kalmayacağını açıkladı

Sezon başında 94 milyon euro karşılığında Manchester United’dan Real Madrid’e transfer olarak “dünyanın en pahalı futbolcusu” unvanını kazanan Portekizli oyuncu, “Uzun yıllar Madrid’de oynamak istedim. Ama kendimi 40 yaşımda burada görmüyorum” diye konuştu.

Bir takımla tüm kupaları kazanan bir oyuncunun başka bir yere gitmesi gerektiğine inandığını söyleyen Ronaldo, “United’dan da bu yüzden ayrıldım. Başka hedefler istiyordum. Bu kararı aldığıma çok mutluyum” sözleriyle Real Madrid’e transferinden pişmanlık duymadığını göstermiş oldu.

Juventus, şampiyonluk unvanını geri istiyor


İtalya'da futboldaki şike skandalının bedelini en ağır biçimde ödemiş olan FC Juventus, 2005-2006 sezonunda elinden alınan şampiyonluk unvanını geri istiyor.

FC Juventus’un ana hissedarı John Elkann, bugün La Stampa gazetesinde yayımlanan özel demecinde, "2005-2006 sezonundaki şampiyonluğu geri istemek için önümüzdeki günlerde İtalya Futbol Federasyonu’na dilekçe vereceğiz. Öteden beri izlediğimiz tavır doğrultusunda dürüstçe bunu yapmamız gerekiyor. Kurallar herkes için geçerli olmalı" dedi.

FC Juventus’taki başkanlık görevine bugün Andrea Agnelli’nin
getirilmesinden büyük mutluluk duyduğuna değinen Elkann, şike skandalıyla ilgili olarak Napoli Ceza Mahkemesi’nde halen süren davada FC İnter’in de hakemler üzerinde baskı kurduğuna ilişkin ses kayıtlarının gündeme geldiğini ima ederek, "Kurallar mevcut ve de hiç kuşkusuz kurullara uyulması lazım. Juve, hiçbir surette eski davaları yeniden açma derdinde olmayacaktır. Ama içeriği önemli olduğu anlaşılan telefon kayıtlarının şike skandalına ilişkin o ilk süreçte neden nazarı itibara alınmadığını, soruşturmanın neden birkaç kulüple sınırlı tutulduğunu elbette ki öğrenmek istiyoruz. Bu ve de başka konuların aydınlatılması lazım" diye konuştu.

Elkann, İtalya’nın otomotiv devi Fiat’ın da sahibi olan Agnelli ailesi tarafından finanse edilen FC Juventus’un başkanlık görevini ailenin soy ismini taşıyan birine havale etmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Kuzenim Andrea Agnelli’nin bu iş için biçilmiş kaftan olduğuna inanıyorum. Kendisi ailemizin temsilcisi olmasının yanı sıra kulübü de çok seven biridir. Başkanlığın ona verilmesi, sadece sıkı bir taraftar olması değil, aynı zamanda spor konusunda deneyimli biri olması nedeniyle de tam bir isabet olmuştur" dedi.

Geçtiğimiz günlerde genç yaşta Fiat başkanlığı koltuğuna oturan Elkann, Jean-Claude Blanc’ın ise başkanlık görevini 34 yaşındaki Andrea Agnelli’ye devretmesinin ardından kulüpte asbaşkan olarak görev yapacağını kaydetti.

İtalya’nın en köklü kulüplerinden biri olan Juventus, bugün gerçekleşen görev değişimiyle, kuruluş tarihi olan 1897’den bu yana, Agnelli ismini taşıyan dördüncü başkanına kavuşmuş oldu. Siyah-beyazlı kulüp, geçmişte de başkanlık koltuğunda Edoardo Agnelli (1924-1925, 1934-1935), Giovanni Agnelli (1947-1948, 1953-1954) ve Umberto Agnelli (1956-1957, 1961-1962) olmak üzere bizzat ailenin soyadını taşıyan kişilerin oturduğu dönemlere sahne olmuştu.

Inter Kasımpaşa gibi oynadı, F.Bahçe gibi kazandı! 1-0 oldu Barcelona'nın olmadı! 38 yıllık özlem sona erdi... Chelsea'de yapamadığını Inter'de yaptı!


Şampiyonlar Ligi yarı final rövanş maçında Barcelona’ya yenilmesine rağmen kadrosunda sadece bir İtalyan futbolcuyla maçı tamamlayan Inter, finale çıkan taraf oldu.

Şampiyonlar Ligi yarı final rövanş maçında, ilk maçı 3-1 kazan Inter, Nou Camp'ta oynanan zorlu maçta Barcelona’ya 1-0 yenilmesine rağmen finale çıkmayı başardı.

28. dakikada Thiago Motta ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesi nedeniyle Inter, Barcelona karşısında 10 kişi mücadele etti.

Barcelona’nın golü 84. dakikada Pique’nin ayağından geldi: 1-0

Finale çıkan Inter, Lyon’u eleyen Bayern Münih’in rakibi oldu.

Ezeli rakibi Real Madrid'in sahasında oynanacak final maçında kupayı kaldırmak isteyen Barcelona böylece bu hayaline ulaşamamış oldu. Santiago Bernebau'da, 15 Mayıs tarihinde oynanacak final maçında Inter ile Alman temsilcisi Bayern Münih mücadele edecek.

MOURINHO'NUN ÇANAKKALE'Sİ GEÇİLMEDİ

Zorlu mücadelenin ilk 45 dakikasında Barcelona'nın rakibine göre daha etkili bir oyunu vardı. Ancak ev sahibi ilk yarıda aradığı golü bulamadı ve soyunma odasına 0-0'lık beraberlikle girildi.

İlk 45 dakikada Katalanlar'da en etkili isimler olarak Messi, Pedro ve Busquets olarak göze çarptı. 3-1'lik skorun avantajını korumak isteyen Inter ise ilk yarıda savunmada kalmayı tercih etti.

İtalyan temsilcisinde savunma oyuncularının performansı Barcelona'nın yıldız oyuncularını durdurmaya yetti. Ayrıca Messi'in bir topunu parmaklarının ucuyla çelmeyi başaran Julio Cesar ise savunma arkadaşları gibi rakip forvetlere geçit vermedi.

İkinci yarı başlarken Barcelona Teknik Direktörü Josep Guardiola oyuncu değişikliğine gitti. Guardiola oyundan defans oyuncusu Gabriel Milito'yu alırken yerine sol kanat oyuncusu olan Maxwell'e görev verdi.

Bu değişikliklerden sonra iki gol bulmak isteyen Barcelona daha çok atak oynadı. Ancak kalesini iyi koruyan Inter, Katalanlar'a geçit vermedi.

Barcelona'da aranan gol gelmeyince Guardiola yine oyuna müdahale etti. Ancak bu değişikliği biraz düşündürücüydü. Başarılı teknik adam gol aradığı dakikalarda golcü oyuncusu Zlatan Ibrahimovic'i kenara aldı. Ibrahimovic'in yerine oyuna genç golcü Bojan Krkic dahil oldu. Ayrıca İspanyol teknik adam Busquets'in yerine de bir başka genç oyuncu Jeffren'i alarak bütün oyuncu değişikliklerini kullandı.

Bu değişikliklerden sonra oyunu iyice rakip yarı sahaya bulan Barcelona aradığı golü buldu. 83. dakikada savunma oyuncusu Gerard Pique'nin golüyle son şampiyon 1-0 öne geçti. İlk golü çok geç bulan Barcelona, ikinci golü kalan dakikalarda bulamayınca yarı finalde elenerek kupaya veda etti.

MOTTA 10 KİŞİ BIRAKTI VE FİNALİ KAÇIRDI

Inter'in orta saha oyuncusu Thiago Motta 10. ve 29. dakikalarda gördüğü sarı kart ile takımını 10 kişi bıraktı. Bir zamanlar Barcelona forması giyen Brezilyalı futbolcuyu, takım arkadaşları oyundan çıkarken sakinleştirmekte zorlandı. Motta 28. dakikada gördüğü kartla Inter'in Şampiyonlar Ligi'nde en erken kırmızı kart gören futbolcusu oldu. Motta ayrıca Bayern Münih ile oynanacak olanafinal maçında forma giyme şansını kaçırmış oldu.

Motta'dan önce 2007-2008 sezonunda Inter'in, Liverpool'a 2-0 mağlup olduğu karşılaşmanın 30. dakikasında kırmızı kart gören Marco Materazzi, Inter'de en erken kırmızı kart gören isim olmuştu.

KARDEŞLER KARŞI KARŞIYA

Gabriel Milito ve Diego Milito bu sezon Avrupa Kupaları'nda karşı karşıya gelen ikinci kardeş futbolcular oldular. Bu sezon UEFA Avrupa Ligi'nde John Arne Riise (Roma) ve Bjorn Helge Riise (Fulham) ilk olarak karşı karşıya mücadele veren kardeşler olmuşlardı.

Milito kardeşler Riise kardeşlerden sonra ikinci kez karşı karşıya gelerek finale yükselmek için mücadele ettiler.

Diego ve Gabriel, Avrupa kupalarında karşı karşıya gelen yedinci kardeş futbolcular olarak tarihe de geçtiler.Arjantinli iki oyuncu daha önce 1999 ve 2003 yıllarında karşı karşıya gelmişlerdi.

O mücadelelerde Diego Milito, Racing Club ve Gabriel Milito Independiente forması altında bir birlerine rakip olmuşlardı.

MOURINHO, VALDES GERGİNLİĞİ

Karşılaşma sonrası Inter taraftarlarının Milano'nun ünlü Duomo meydanında finale çıkma başarısını kutladıkları bildirildi.


Inter, 38 yıl önce oynadığı son final karşılaşmasında, Hollanda'nın Ajax takımına kaybetmişti. Inter, daha önce bu kupayı 1964 ve 1965 yıllarında olmak üzere üst üste iki kez kazanmıştı.
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final, 22 Mayıs Cumartesi günü İspanya'nın Başkenti Madrid'deki Santiago Barnebeu Stadı'nda Almanya'nın Bayern Münih takımı ile İtalya'nın Inter takımları arasında oynanacak.

81 bin kişilik Santiago Barnebeu Stadı, aynı zamanda İspanyol devi Real Madrid'in sahası.
Karşılaşma sonrasında büyük sevinç yaşayan Jose Mourinho'nun Nou Camp'ta yumruk şov yapması ve Interli futbolcuların sevgi gösterilerine karşılık Nou Camp stadının su fıskiyelerinin çalışması geceye damgasını vurdu.

Golün kıymet, harbiyesi yok ama izlemeyenler olabilir


Barcelona Inter 1-0 28-04-2010

28 Nisan 2010 Çarşamba

Chelsea'den vefa örneği: )

"This Thursday marks the 40th anniversary of the day we first laid hands on a trophy we had been chasing for over 60 years. Chelsea players had come close before.
We were losing FA Cup finalists in 1915 and in 1967, three years before many of the same players eventually triumphed.
There had been numerous semi-finals too, but at last on a late April evening in Manchester, watched by a packed crowd in the stadium and a record TV audience, Chelsea at last won the Cup."

Chelsea kulübünden anlamlı bir hareket, mavi beyazlıları tarihlerinde ilk kupaya ulaştıran futbolcuları (amcaları diyelim) bulmuşlar ve sohbet etmişler, aradan tam 40 yıl geçmiş...

Onlar da bu zaferi şarap keyfi yaparak kutlamışlar, İngiliz krallarının kupayı kadeh yapma geleneğini de bir güzel sürdürmeyi ihmal etmemişler... Leeds galibiyetiyle gelen zafer ve zafere giden yolda fuleli koşular yapan eski ayak topçularıyla yapılan sohbet resmi sitede yer alıyor... Meraklısına linki de iliştirelim... (http://www.chelseafc.com/page/LatestNews/0,,10268~2036643,00.html)

Not: Amcaların zaferi pencere de kutlamalarını da ilgiyle karşıladığımızı ve 'karşı penceremize' kapak yaptığımızı da not düşelim...

Böyle de bir hayat var tabii..


Teaser Orangina Gliss & Mix



eglenceli: )

27 Nisan 2010 Salı

Torres yol mu yapıyor?

News of the World gazetesine açıklamada bulunan Liverpool ve İspanya Milli Takımı'nın forvet oyuncusu Torres, İngiltere Premier liginde fizik gücünün yoğunluğunun "oyuncuların canını çıkardığını” söyledi. İşte Torres'ten inciler...

"Burada oynamaya devam edersem, 5-6 yıl sonra ne durumda olacağımı düşünemiyorum. Bu, futbolu bıraktığımda bana sorun oluşturabilir. Fizik gücü yoğunluğu diğer ülkelerin liglerindekinden fazla”

"Premier ligde mücadele çok zor. Bu ligi ve oyuncularını her zaman beğendim. Burada 3. yılım ve Gerrard, Rooney ve Lampard seviyesindeki oyunculara şaşırıyorum, çünkü Premier Lig oyuncuların canına okuyor”

"Rafael Benitez bildiğini okuyan ve bazen yorucu biri, ancak beni nasıl canlandıracağını biliyor. Rafa, burada olmasaydı ben de gelmezdim”

Maradona şarkısını söylüyor!



Diego Armando Maradona! Futbol dünyasının unutulmaz yıldızı ünlü yönetmen Emir Kusturica'nın "Maradona by Kusturica" belgeselini izleyen futbolseverlere çok duygusal anlar yaşattı. Maradona kendi hayatını başka bir dille anlatan filmin bir kısmında kendine yazılmış "Lamano de dios" şarkısını seslendirdi. Şarkıya Maradona'nın kızları da eşlik etti ve efsane sevenlerinin gönlünde bu duygusal anlar ile bir kez daha kutsallaştı. Her şeyiyle olay bir adam...

Çorabımla oynarım bu oyunu!


30. haftada Ankaragücü-Eskişehirspor karşılaşmasından bir enstantane... Kökten Ankarasporlu Hürriyet'in sol kramponunun ayağından çıkmasına aldırmayıp çorapla top kovalaması, sokak futbolundan bildiğimiz bir sahneyi hatırlatmadı mı size de?

Arsada, asfaltta, bazen terlikle, bazen böyle çorapla, bazen de basbayağı yalın ayak, kunduralılarla maça tutuşan, maharetli ve gözüpek tipleri...

Daha önce yazmıştım; Hindistan'da futbol 1950'lere dek çıplak ayakla oynanıyordu, Gandici bir inatla. Hatta FIFA krampon şartında diretince 1950 Dünya Kupası'na gitmemişlerdi. (Tanıl Bora, Radikal)

F.Bahçe ve Bursaspor da kardeş takım!

Kardeş takım meselesine fena takılmış durumdayım! Neymiş efendim, birbirlerine destek veren takımlara 'kardeş takım' deniliyormuş... Neden destek veriyorsunuz? Trabzonspor yönetimi henüz geçen hafta resmi siteden duyuru yapıyor, "Yönetim kurulumuz, 23 Nisan 2010 tarih ve 163 sayılı kararla Şanlıurfaspor'la kardeş kulüp olma kararı aldı." Neden böyle bir karar alınıyor? Fenerbahçe ile kupa finalinin Urfa'da oynanacak olmasıyla bunun bir ilgisi olabilir mi?

Önce meselenin adını doğru koyalım, 'kardeş takım' denilmez bunal arkadaşlar. Bir takım alt ligden ya da farklı coğrafyadan bir takımı 'pilot takım' olarak seçer ve eldeki yetenekli fakat 'olmamış' oyuncularını pişmeleri için gönderir... Fenerbahçe'nin Beylerbeyi, G.Saray'ın Bakırköyspor ile kurduğu ilişki mesela buna örnektir...

Bunun adı kardeş takım olsaydı, Fenerbahçe ile de Bursaspor'un kardeş takım olmaları gerekirdi.. Yakın tarih, 2006-07 sezonunda Fenerbahçe Edmar de Souza'yı, Bursaspor'a kiralamıştı... Şimdi Zapo da Beşiktaş'tan kiralandı diyebilirsiniz... Beşiktaş kontenjan açma telaşındaydı, Fenerbahçe ise 'Mateus' lakaplı Brezilyalıyı baya baya 'pişmesi' için göndermişti, oyuncunun alınma amacı da buydu zaten... (Ha yok renkse mesele, sarı da var lacivert de)

Gelelim, kardeşlik meselesinin böyle tavan yapmasına vesile olan ayağına: Bursa-Ankaragücü kardeşliği... Bu iki takım sınıfsal, sosyolojik, ekonomik ne tür bir ilişki içerisinde? Livorno'ya, Adanademirspor'a, Roma'ya, Empoli'ye, Liverpool'a, St Pauli'ye destek verilmesini anlarım... İdeolojik temellidir... (Hatta Bursaspor ile Roma aynı kaderi paylaşıyorlar şu anda, liglerinin bitimine 3 hafta kalmış ve ikisi de liderlikten olmuş durumda, alın size hissi yakınlık... Hadi kardeş takım olalım!)

Bizim futbol öğretimizde ise sınıfsal bir taraf, duruş olmadığı için ve bence amatörce kutuplaşmalar doğuruyoruz kendi içimizde...Hele hele köklerini Ankaraspor'dan alan ve bu şekilde ayakta duran ve aile şirketi tadındaki Ankaragücü'nün taraftarının kendi takımlarına sahip çıkmak konusunda sessiz kaldığı da düşünülürse, Bursaspor'a nasıl sahip çıkacakları sorusu düşündürmüyor mu?

Her şeyi bir kenara bırakalım... Aynı ligde, Gençlerbirliği ve Hacettepe'nin yer almasının yarattığı sıkıntının (ki o başlı başına vahim bir durumdu, gelirlerin tekelde toplanması da işin içine girmişti) bir benzerinin oluşmasına zemin hazırlamıyor mu bu durum?

Fenerbahçe, Ankaragücü ile oynayacak ve başkentli taraftarlar kardeş takımları şampiyon olsun diye mi takımlarını destekleyecekler? Bu iyimser tablo tabii...

Diğer olasılıklara göz atalım... İki takım ligde kalma yarışında rakip olsalardı ya da şampiyonluk yarışında... Bu durumda nasıl bir kardeşlik olurdu? Bambaşka bir örnek, Ankaragücü düşme hattında ve son maçı Bursapor ile oynuyor kazanırsa ligde kalacak, kaybederse düeşecek... Böyle bir konumda neler konuşulur, yazılır, çizilir düşünebiliyor musunuz? Yani neresinden tutarsanız elinizde kalacak birşey bu kardeş takım psikolojisi...

Temeli olmayan birlikte duruşların adının 'kardeşlik' gibi hoş bir tanımlamayla güçlendirilmesi kısa vadede hoşluktur elbette. Kriz durumlarının sevimli yüzüdür bu sıfatlar genelde! 'Hepimiz kardeşiz' edebiyatının çıkarların örtüştüğü durumlardaki güçlü etkisi, çıkarların çatıştığı noktada aynı derecede güçlü sıkıntıların da doğmasına neden olabilir...

Yeri gelir, kendi takımınızın pozisyonu için diğer takıma destek verirsiniz... Mesela Fenerbahçelilerin haftasonu G.Saray'ı ya da Diyarbakırsporluların Beşiktaş'ı desteklemesi gibi, bu anlaşılır bir durum... Ama sadece bu, fazlası bizim futbol iklimimizin kaldıramayacağı bir fırtınaya sebep olabilir...

27-29 Nisan Libertadores ve Brezilya Kupası


Güney Amerika'nın efendisi Bricci'den tüyolar...

Deplasmanda Velez Kazanır…
Gudalajara’daki eksik oyuncular maçın kaderini değiştirecek düzeyde. Ligde hedefi kalmayan Velez Libertadores’e odaklandı. İlk maçta galibiyet alarak tur vizesini alacaktır.


512 SAN LUİS-ESTUDİANTES
(2) 2.30
Geçen sene bu zamanlar yayılan domuz gribi nedeniyle CONMEBOL San Luis ve Guadalajara'ya 2009 Libertadores'inde sahasında maç oynatmamış, tarafsız sahada oynanmasını istemişti. Takımlar ve Meksika Futbol Federasyonu kabul etmeyince iki takımda elenmiş sayılmıştı. Bu yüzden Meksika Federasyonu bir daha Libertadores'e katılmayacaklarını açıklamıştı. Karşılıklı görüşmeler sonucu anlaşmaya varıldı ve bu sene iki takımın kaldığı yerden devam etmesi kararlaştırıldı. Bu yüzden iki takımda bu turda dahil oldular. San Luis Meksika Clausura'da hiç iyi değildi ve güven veren oyunları yoktu. Son şampiyon Estudiantes Güney Amerika'nın en iyi kadrolarından birine sahip. Şu anki tek handikapları ligde de liderliğe oynadıklarından yoğun fikstürde yorgun düşmeleri. Hafta 2 maç yapıyorlar. Buna rağmen çok çok iyi konsantre oluyorlar. Deplasmanda olsalar bile kazanacaklarını düşünüyorum.

SAN LUIS: Carlos Trejo; Diego Martínez, Oscar Mascorro, Jesús Palacios, Noé Maya; Ignacio Torres, Gonzalo Pineda, Guillermo Rangel, Juan Pablo Rodríguez; Blas Pérez y Alfredo Moreno.
Entrenador: Ignacio Ambriz.

ESTUDIANTES: Agustín Orión; Clemente Rodríguez, Cristian Cellay, Marcos Rojo, Germán Ré; Enzo Perez, Matías Sánchez, Maxi Núñez, Leandro Benítez; Gastón Fernández y Leandro González.
Entrenador: Alejandro Sabella.
* Defanstan Leandro Desábato ve Marcos Angeleri, Orta sahadan Juan Sebastián Verón, Rodrigo Braña ve forvetler José Sosa ve Mauro Boselli Meksika'ya götürülmedi dinlendirilecekler. Belliki Arjantin Clausura maçında 3 puan almak ve Libertadores'te 2. maçta tur atlamak hedef. Az gollü bir maç beklemek çok daha mantıklı hale geldi. Yine zorda olsa Estudiantes kazanabilir.

513 GUADALAJARA-VELEZ
(2) 3.00
Gudalajara çok kötü bir zamanda maç yapıyor. Forvetler Javier Hernandez, Adolfo Bautista, defanstan Jonny Magallon, kaleci Luis Michel, ve orta sahadan Alberto Medina milli takımdalar. Defanstan Juan Ocampo ve Aaron Galindo sakatlar. Velez ise lig maçına yedeklerle çıkarak bu maçı hedef yaptı. Meksika deplasmanında kolay kazanamazdı ama rakibindeki eksikler kendilerini çok fazla şanslı kılıyor. İlk maçta yenerek avantajlı skoru rahat almasını bekliyorum.

CHIVAS DE GUADALAJARA: Liborio Sánchez; Héctor Reynoso, Omar Esparza, Miguel Ponce, Mario de Luna; Edgar Mejía, Iván Solís, Jorge Enríquez, Xavier Báez; Ricardo Michel y Omar Arellano. Técnico: José Luis Real.

VELEZ SARSFIELD: Marcelo Montoya; Fabián Cubero, Nicolás Otamendi, Sebastián Domínguez, Emiliano Papa; Gastón Díaz, Leandro Somoza, Maximiliano Moralez, Víctor Zapata; Juan Manuel Martínez, Rodrigo López. Técnico: Ricardo Gareca.


536 UNIVERSİTARIO-SAO PAULO
(ALT) 1.70 /
(0-1 GOL) 3.35

Peru temsilcisi Universitario grup maçlarında aldıkları beraberliklerle dikkat çekti. Az gol attı ve yedi. Sao Paulo'da çok iyi kadroları olmasına rağmen oturmuş bir oyun yapısı yok, sorunları var. Deplasmanlarda kapalı oynuyor ve gol yememeyi esas alıyorlar. Zaten beraberliğe razı olacaklardır. Karşılaşmadan beraberlik beklesem bile alt daha sağlam bir seçenek olur.

UNIVERSITARIO (PER): Luis Llontop; Renzo Revoredo, Carlos Galván, Giancarlo Carmona, Jesús Rabanal; Antonio González, Rainer Torres, Rodolfo Espinoza, Luis Ramírez; Piero Alva y Víctor Piriz o Raúl Ruidíaz.
Entrenador: Juan Reynoso.
* Kaleci Raúl Fernández 2 maç cezalı.

SAO PAULO (BRA): Rogério Ceni; Cicinho, Alex Silva, Miranda; Richarlyson, Rodrigo Souto, Hernanes, Jorge Wagner, Marlos; Dagoberto y Fernandinho o Washington.
Entrenador: Ricardo Gomes.

540 BANFİELD-İNTERNACİONAL
(İY: 0) 1.90 /
(0/1) 4.50

Banfield lig maçına yedeklerle çıktı ve bu karşılaşmadan galip ayrılmak istiyor. İnternacional ise Gremio ile Campeonato Gaucho finali için Gremio ile zorlu bir maça çıktı, sahasındaki ilk maçta 2-0 yenildi. 2. maçta turu düşünerek defansif oynayacak ve beraberliğe razı sahaya çıkacaktır. İlk yarı gol gelmesini beklemediğimden İY: 0 öncelikli tercihim olacaktır. Yine ev sahibinin ilk maçta kazanmasını bekliyorum.

BANFIELD (ARG): Cristian Lucchetti; Julio Barraza, Jonatan Maidana, Víctor López, Marcelo Bustamante; Marcelo Quinteros, Roberto Battión, Walter Erviti, James Rodríguez; Sebastián Fernández y Rubén Ramírez.
Entrenador: Julio Falcioni.

INTERNACIONAL (BRA): Roberto Abbondanzieri; Nei, Bolívar, Gonzalo Sorondo, Kléber; Pablo Guiñazú, Sandro, Andrezinho, Andrés D'Alessandro; Walter y Alecsandro.
Entrenador: Jorge Fossati.
* Orta sahadan Wilson Matias ve defenstan Indio sakat.
* Orta sahadan Edu cezalı.
* Uruguay'lı defans oyuncusu Bruno Silva'nın sakatlığı geçti, yedekler arasında olacak.
Yedekler;
Kaleci Lauro y Muriel;
Defans; Fabiano Eller, Juan y Bruno Silva;
Orta saha; Glaydson, Thiago Humberto y Giuliano;
Fprvetler; Taison, Everton y Kléber Pereira.

541 FLAMENGO-CORİNTHİANS
(2) 3.00
Flamengo Libertadores'te birazda şansının hatta İnternacional'in yardımıyla grup 2.leri arasında en iyi 6. olarak çıkmayı başardı. Campeonato Carioca'da Taça Rio finalinde Botafogo'ya 2-1 yenilince teknik direkötürünü kovup Rogerio Lourenço'yu takımın başına geçirdi. Sık sık dile getirdiğim gibi 100. yılında Corinthians'da hedef Libertadores kupasını almak. Rakibine kıyasla oturmuş kadrosuyla bana göre karşılaşmanın favorisidir ve Ronaldo ve Dentinho ile ilk maçta galibiyet almalarıı gerekir.

FLAMENGO (BRA): Bruno; Leonardo Moura, David, Ronaldo Angelim, Juan; Rómulo, Claudio Maldonado, Willians, Michael; Vágner Love y Adriano.
Entrenaor: Rogério Loureço.

CORINTHIANS (BRA): Julio César; Moacir, Chicao, William, Roberto Carlos; Ralf, Jucilei, Elias, Danilo; Dentinho y Ronaldo.
Entrenador: Mano Menezes.

565 CRUZEİRO-NACİONAL
(TGS: 4-6) 2.55
Cruzeiro kuşkusuz karşılaşmanın favorisi. Aslında çok güven veren oyunları yok. Bu yüzden düşük orandan oynanması taraftarı değilim. Uruguay temsilcisi Nacional de beklediğimin tersine açık futbol oynamıyor. Buna rağmen gol bulmalarını bekliyorum. Daha yüksek orandan 4-6 gol denemek gerektiğini düşünüyorum.

Nacional
Rodrigo Muñoz; Christian Núñez, Alejandro Lembo, Sebastián Coates, Álvaro González; Maximiliano Calzada, Oscar Javier Morales, Raúl Ferro, Ángel Morales; Gustavo Varela y Mario Regueiro.
Yedekler;
Leonardo Burian, Ernesto Goñi, Gonzalo Godoy, Mathías Cabrera, Mauricio Pereyra, Sergio Blanco, Diego Vera y Sebastián Balsas.

568 ALİANZA LİMA-UNİV. DE ŞİLİ
(TGS: 0-1) 3.45
Peru ekibi Alianza Lima sahasında iyi oynarken deplasmanlarda başarılı olamıyor. Bu yüzden ilk maçta galibiyet hedefliyorlar. Universidad de Şili ise sahasında çok iyiler. Zorunlu değillerse deplasmanlarda defansif oynuyorlar. Hafta sonu Colo Colo ile zorlu bir maça çıktılar ve yoruldular. Klasik anlayışları devam edecektir. Beraberliğe razı sahaya çıkacaklar 2. karşılaşmada turu hedefleyeceklerdir. Beraberlik beklediğim karşılaşmada 3 gol kolay kolay çıkmayacaktır. Birazda risk alarak daha yüksek orandan 0-1 gol denenmesi taraftarayım.

570 ONCE CALDAS-LİBERTAD
( İY: 0) 2.00 /
(0/2) 7.75

İki takımın oyun stilleri birbrilerine ters. Once Caldas açık futbol oynarken Libertad defansif oynuyor. Baskı kurduklarında da gol bulmakta zorlanıyorlar. Libertadores'te tecrübesi çok fazla olan konuk ekip beraberliğe razı sahaya çıkacaktır. Olası galibiyeti sürpriz olmayacaktır. İlk yarının beraberlikle sonuçlanmasıda yüksek olasılık.

Libertad
Bernardo Medina; Adalberto Román, Pedro Sarabia, Ismael Benegas, Miguel Samudio; Víctor Ayala, Víctor Cáceres, Sergio Aquino, Javier González; Rodolfo Gamarra y Pablo Velázque

Sahasında Vitoria Farklı Kazanır.

539 VİTORİA-VASCO DA GAMA (H)
(1) 3.55
Vitoria sahasında her zaman iyi oynayan bir ekip, kolay kolay yenilmiyorlar. Sahasındaki maçlara iyi konsantre oluyorlar. Maç biletleri Pazartesi satıldı ve bitti. Seyrici desteği ev sahibi için önemli. Vasco'da ilk ciddi sınavını bu karşılaşmayla verecek. Tek eksik sol bek Fagner yerine Granja oynayacak. Deplasmanda beraberliği hedefleyecektir. Fakat ev sahibi buna izin vermez. Fark atarak 2. maça avantajlı girecektir. 3.55 orandan handikaplı Vitoria galibiyeti denenmesinden yanayım.

Vitória
Viafara; Marcos Pimentel, Vilson; Reniê e Egídio; Vanderson, Bida, Uelliton e Renato; Júnior e Elkeson.
Técnico: Ricardo Silva.
* Hücumcu Ramon sakat yerine Renato oynayacak.

Vasco
Fernando Prass; Elder Granja, Thiago Martinelli, Titi (Dedé) e Ramon; Nilton, Rafael Carioca, Léo Gago e Carlos Alberto; Philippe Coutinho e Elton. Técnico: Gaúcho.
* Sol bek Fagne sakat, yerine Granja oynayacak.
* Defanstan Titi Pazartesi antremanda sakatlandı, oynamayabilir.

538 ATLETİCO MG-SANTOS
(TGS: 4-6) 2.10 /

(2) 2.00 /
(1/2) 25.00

Atletico MG Campeonato Mineiro finali maçıana çıkarken Santos'da Paulista finaline çıktılar. İki takımda deplasmanda 3-2 kazandılar, hafta sonunda rövanşları var. İki takımda golcülükleriyle öne çıkıyor. Bir tarafta Fabiano, Obina, Renan Oliveira, Muriqui diğer tarafta Robinho, Neymar, Andre ve Paulo Henrique Ganso. Neymar sakat ama yerine oynayacak Andre'de çok iyi. Karşılıklı bolca gol gelecektir. Takımlar oyuncularını sıkca satttıklarından Santos kadrosunu koruyabilirse bu sene ligi domine edecektir. Atletico MG zorlu bir rakip, Santos galibiyetini beklesem bile, üst sağlam tercih olacaktır. Yine TGS: 4-6 gol 2.10 orandan denenebilir. Karşılaşma 25.00 orandan İY:/MS :1/2 macerası denemeyede uygun. Santos hücuma çıkarken defansta açıklar verebiliyor ki zaten defanstan Leo sakat. Bu yüzden ilk yarıyı geride kapatabilir. Maçı 2. yarı çevriebilecek kapasitesi ise çok fazla var. Kurgunun gerçekleşme ihtimali düşük değil. 25. oranı denemek gerekir.

Atlético-MG
Aranha; Carlos Alberto, Werley, Jairo Campos e Júnior; Zé Luis, Correa, Fabiano e Ricardinho; Muriqui e Diego Tardelli.
Técnico: Vanderlei Luxemburgo

Santos
Felipe; George Lucas, Durval, Edu Dracena e Pará; Arouca, Marquinhos, Wesley e Paulo Henrique; Robinho e André.
Técnico: Dorival Júnior
* Genç yetenek forvet Neymar ve defanstan Leo sakat.

567 PALMEİRAS-ATLETİCO GO
(1) 1.30
Paulista'da başarısız olan Palmeiras Brezilya kupasını hedef yaptı. Çok iyi oynayamıyorlar ama rakipleri bu sene Seri A'ya yeni çıktı. Tecrübe sorunu yaşayacaklardır. İlk maçta ev sahibi daha şanslı taraf.
Bu orandan oynamaya değmez.

569 FLUMİNENSE-GREMİO
(2) 3.30

Fluminense'nin geçen sene ligde kalmasını sağlayan teknik direktör Cuca'nın görevine son verildi, en son Palmeiras'da görev yapan Muricy Ramalho takımın başına geçirildi. Nedeni iki ayaklı oynana Campeonato Carioca'daki başarısızlık. Taça Guanabara'da Vasco'ya yarı finalde kaybettiler, Taça Rio'da yine yarı finalde Botafogo'ya elendiler. Aslında başarılı sonuçlara imza atmışlardı Asıl sorun teknik direktörün oyuncularla anlaşamamasıydı.Forvet Fred takımı tek başına sırtlayarak başarılı olmuştu. Formu iyi ama kadro yetersiz.
Gremio ise bu seneye iyi hazırlandılar. Gre-Nal derbisinde İnternacional'i yenmenin moraliyle sahaya çıkacaklar. Bu sene deplasman fobilerini kırmaları gerekir. Sorunlu rakibini ilk maçta yenmelerini bekliyorum.

ilgilenenler için..

25 Nisan 2010 Pazar

Arda gitmek istiyor...

Galatasaray'ın kaptanı Arda Turan, geçen haftalarda taraftarların kendisine gösterdiği tepkiye üzüldüğünü ve ''Kusurum olsaydı büyüklerim gereken uyarıyı yapardı'' dedi.

Bursaspor ile yapılan karşılaşma sonrası basın toplantısı düzenleyen, ancak stattan ayrıldığı sırada bir kez daha basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arda, kendisinin robot olmadığını belirterek, ''Ben Tugay'ı, Arif'i ıslıklamadım. Ben de onlar gibi olmak istiyorum. Onların geldiği yerden geldim. Kusurum olsaydı, büyüklerim gereken uyarıyı yapardı. Ben robot değilim. Kimseye kırgın değilim ama onların da aileme ve sevdiklerime saygılı olmalarını bekledim'' dedi.

Şampiyonluk konusunda hangi takımı şanslı gördüğü yönündeki soru üzerine yıldız oyuncu, ''Biz olamıyorsak, kimin olduğu önemli değil'' ifadesini kullandı.

Yılmaz Vural reklam yıldızı oldu!

"İstersek, başarırız"



Bursalı yönetmen Özkan Öz'ün, Bursaspor için Amerika'da hazırladığı klip büyük ilgi görüyor.

Dikiz aynasını bırak önüne bak!

Fenerbahçeli Alex, G.Saray maçının ardından basının karşısına çıkmış ve Bursaspor dikiz aynasına baktığında arkasından hızlıca geldiğimizi fark edecek demişti... 31. haftanın sonunda Fenerbahçe'nin otobüsü geçen hafta kazanılan Beşiktaş derbisiyle en sol şeride geçmiş, son sürat yola koyulmuştu, Şişhane'den aşağıya doğru salınışı ise görülmeye değerdi... Kaptan pilotun şampiyonluk uçuşunun zirvesinde olduklarını duyurduğu dakikada ise Bursaspor otobüsü Meciyeköy'e ulaşmıştı... Ama bu kez arkasında 16 takım vardı ve dikiz aynasından görünmeyen tek takım Fenerbahçe'ydi...

En iyi hücum savunmadan başlar

Daum'un takımı için, basketbolseverlerin sıklıkla dile getirdikleri "en iyi hücum savunmada başlar" sözünü yeşil sahaya çok güzel yansıtıyorlar diyebiliriz. Takım haftalardır kalesinde gol görmeme başarısı gösteriyor ve Kasımpaşa karşısında da bırakalım gol yemeyi, tehlikeli anlar yaşamadılar neredeyse...

Volkan'ın kişisel rekorunu her maç dakika dakika geliştirmeye başlaması sarı lacivertlilerin bu sezon için en büyük dileği kuşkusuz... Güiza'nın atmasından çok Volkan'ın yememesini arzulayan bir ruh oluştu ki, Fenerbahçe Cumhuriyeti'nin hiç de alışık olmadığı bir savunma politikası bu...

Diğer taraftan takımın Kasımpaşa karşısında bu kadar rahat oynayıp da sadece bir golle sahadan galip gelmiş olması şaşırtıcı tabii... Burada Güiza'ya yüklenenler de olacaktır, kaçırdığı net pozisyonlar için ama Alex, Mehmet Topuz, Özer de bana kalırsa önemli fırsatları değerlendirme konusunda becerilerini konuşturamadılar...


Fenerbahçe tribünlerinden yükselen 'Fener gol, gol, gol, şampiyonluk gidiyor" tezahüratı ise biraz stres yarattıyordu.. Bu bölümde takımda daha önce şampiyonluk yaşamamış ayakların titrediğini, Topuz, Özer, Emre'nin pas kayıplarını arttırdıklarını da hatırlatalım... Yönetim desteğiyle biletleri ucuza kapatan ve İstanbul'daki deplasmanı deplasman olmaktan çıkartan taraftarın yönetimin jestini karşılıksız bırakmadığının da altını çizelim...

Gelelim Barcelona'ya

"Martin Baran, Diego Scheuschner, Petr Pavlik, Andre Galiassi, Nourdin Boukhari... Bu isimler size bir şey hatırlatıyor mu? Bu sevgili arkadaşlarımız sezonun ilk yarısında Kasımpaşa’da birkaç maç forma giyip yedeğe düşen, sonra da gönderilen futbolcular. Kasımpaşa dün sahaya yalnızca 1 yabancıyla çıktı, o da hücuma yönelik orta sahayken sağ bek yapılan Christian Keller...

Yılmaz Vural elindeki malzemeden iyi bir iş çıkarmış. Kasımpaşa iyi futbol oynamaya çalışıyor ancak takımın kapasitesi de bir yere kadar. Dünkü karşılaşmada bu net olarak görüldü. Vural iyi bir teknik direktörden öte iyi bir halkla ilişkiler aracı zira çoğu zaman gülümseten hareket ve sözleri (ve oynattığı futbol), bu sezona kadar ‘Başbakan’ın Takımı’ diye antipati duyulan Kasımpaşa’yı sempatik bir ekip haline getirdi. ‘Başbakan’ın Takımı’, ‘Vural’ın Takımı’ oldu, Türkiye’nin de Barcelona’sı!" (Efkan Bucak)

-----------------------


Fenerbahçe'ye çalıştılar

Ali Sami Yen'deki nefesleri kesen maçta gol dışında herşey vardı. 0-0'lık sonuç bitime 3 hafta kala Fenerbahçe'ye liderliği getirdi...

"Dün ‘matinede’ Fenerbahçe yenince, ‘suarede’ Galatasaray-Bursaspor maçında, bir Ortaçgil güftesiyle söylersek, ‘sesler değişti, renkler değişti, yüzdeki çizgiler başkalaştı, geçmiş değişti.’ Artık iki ekip de kendi hesaplarını kendileri görmek zorundaydı. Tam da bunun bilinciyle oynadılar nitekim. Ama ne oynamak. Ağzımız açık kaldı vallahi. Mümkün olsa ikisine de üç puan verirdim ben. Ama imkânlarımız dar. "(Bağış Erten)

Şu tabloya baktığımızda G.Saray'ın şampiyonluk şansı kalmadı gibi... Daha da ilginci şampiyonlar ligi şansı da neredeyse kalmadı.. Yani bir tartışma vardı, G.Saray Fenerbahçe şampiyon olmasın diye maçı verir mi diye, daha da komik bir durum ortaya çıktı... Hem Bursa'nın yoluna taş koydu, hem de şampiyonlar ligi şansını azalttı...

Bursaspor cephesinden bakalım... Şampiyonluk yolunda emin adımlarla yoluna devam eden takım görüntüsünde son üç haftadır karıncalanmalar başlamıştı.. İstanbul Büyükşehir maçında alınan yenilgiyle başlayan bir düşüş göze çarpıyordu.. Antalyaspor'u son dakikalarda yeniş ama Gençlerbirliği'ne de puan kaptırmışlardı... Ve son 5 haftada toplam 7 puan kaybettiler...

Dolayısıyla bundan sonra kalan iki maçlarından da kesin galibiyetle ayrılır demek çok zor... Kaldı ki, Kayserispor ve Beşiktaş ile oynayacaklar... Ankaraspor maçı önemli bir avantaj, Fenerbahçe o hafta Ankaragüğcü deplasmanına gidecek buna fazlasıyla güveniyorlardır eminim ama izlediğimiz Fener takımı dağınık görüntü sergileyen başkent ekibini geçmekte zorlanmayacaktır...


İbre tamamen Fenerbahçe'nin lehine döndü.. Bu takım bir başında bir de sonunda seri yaparak işi götürme davranışını şampiyonlukla pekiştirmez umarım, çünkü her yıl rakip Anadolu'dan çıkmayabilir... Ayrıca ezeli rakipleri de bu kadar kötü yakalanmayacaktır!

Dönenim tekrar G.Saray cephesine... Onca transfer, dünya markası bir hoca geçen yıl beşincilik, bu yıl üçüncülük... Kewell, Baros, Jo, Neill, Keita, Elano, Franco, Arda, Dos Santos.. kadroya bakar mısınız? Yabancı hakkını, hakkını vererek dolduran ama Neill ve Baros dışında aldığı paranın hakkını vermeyen bu yıldızlar topluluğunun Adnan Polat ve yönetimini ne kadar zora soktuğu ortada sanıyorum...