25 Nisan 2010 Pazar

Dikiz aynasını bırak önüne bak!

Fenerbahçeli Alex, G.Saray maçının ardından basının karşısına çıkmış ve Bursaspor dikiz aynasına baktığında arkasından hızlıca geldiğimizi fark edecek demişti... 31. haftanın sonunda Fenerbahçe'nin otobüsü geçen hafta kazanılan Beşiktaş derbisiyle en sol şeride geçmiş, son sürat yola koyulmuştu, Şişhane'den aşağıya doğru salınışı ise görülmeye değerdi... Kaptan pilotun şampiyonluk uçuşunun zirvesinde olduklarını duyurduğu dakikada ise Bursaspor otobüsü Meciyeköy'e ulaşmıştı... Ama bu kez arkasında 16 takım vardı ve dikiz aynasından görünmeyen tek takım Fenerbahçe'ydi...

En iyi hücum savunmadan başlar

Daum'un takımı için, basketbolseverlerin sıklıkla dile getirdikleri "en iyi hücum savunmada başlar" sözünü yeşil sahaya çok güzel yansıtıyorlar diyebiliriz. Takım haftalardır kalesinde gol görmeme başarısı gösteriyor ve Kasımpaşa karşısında da bırakalım gol yemeyi, tehlikeli anlar yaşamadılar neredeyse...

Volkan'ın kişisel rekorunu her maç dakika dakika geliştirmeye başlaması sarı lacivertlilerin bu sezon için en büyük dileği kuşkusuz... Güiza'nın atmasından çok Volkan'ın yememesini arzulayan bir ruh oluştu ki, Fenerbahçe Cumhuriyeti'nin hiç de alışık olmadığı bir savunma politikası bu...

Diğer taraftan takımın Kasımpaşa karşısında bu kadar rahat oynayıp da sadece bir golle sahadan galip gelmiş olması şaşırtıcı tabii... Burada Güiza'ya yüklenenler de olacaktır, kaçırdığı net pozisyonlar için ama Alex, Mehmet Topuz, Özer de bana kalırsa önemli fırsatları değerlendirme konusunda becerilerini konuşturamadılar...


Fenerbahçe tribünlerinden yükselen 'Fener gol, gol, gol, şampiyonluk gidiyor" tezahüratı ise biraz stres yarattıyordu.. Bu bölümde takımda daha önce şampiyonluk yaşamamış ayakların titrediğini, Topuz, Özer, Emre'nin pas kayıplarını arttırdıklarını da hatırlatalım... Yönetim desteğiyle biletleri ucuza kapatan ve İstanbul'daki deplasmanı deplasman olmaktan çıkartan taraftarın yönetimin jestini karşılıksız bırakmadığının da altını çizelim...

Gelelim Barcelona'ya

"Martin Baran, Diego Scheuschner, Petr Pavlik, Andre Galiassi, Nourdin Boukhari... Bu isimler size bir şey hatırlatıyor mu? Bu sevgili arkadaşlarımız sezonun ilk yarısında Kasımpaşa’da birkaç maç forma giyip yedeğe düşen, sonra da gönderilen futbolcular. Kasımpaşa dün sahaya yalnızca 1 yabancıyla çıktı, o da hücuma yönelik orta sahayken sağ bek yapılan Christian Keller...

Yılmaz Vural elindeki malzemeden iyi bir iş çıkarmış. Kasımpaşa iyi futbol oynamaya çalışıyor ancak takımın kapasitesi de bir yere kadar. Dünkü karşılaşmada bu net olarak görüldü. Vural iyi bir teknik direktörden öte iyi bir halkla ilişkiler aracı zira çoğu zaman gülümseten hareket ve sözleri (ve oynattığı futbol), bu sezona kadar ‘Başbakan’ın Takımı’ diye antipati duyulan Kasımpaşa’yı sempatik bir ekip haline getirdi. ‘Başbakan’ın Takımı’, ‘Vural’ın Takımı’ oldu, Türkiye’nin de Barcelona’sı!" (Efkan Bucak)

-----------------------


Fenerbahçe'ye çalıştılar

Ali Sami Yen'deki nefesleri kesen maçta gol dışında herşey vardı. 0-0'lık sonuç bitime 3 hafta kala Fenerbahçe'ye liderliği getirdi...

"Dün ‘matinede’ Fenerbahçe yenince, ‘suarede’ Galatasaray-Bursaspor maçında, bir Ortaçgil güftesiyle söylersek, ‘sesler değişti, renkler değişti, yüzdeki çizgiler başkalaştı, geçmiş değişti.’ Artık iki ekip de kendi hesaplarını kendileri görmek zorundaydı. Tam da bunun bilinciyle oynadılar nitekim. Ama ne oynamak. Ağzımız açık kaldı vallahi. Mümkün olsa ikisine de üç puan verirdim ben. Ama imkânlarımız dar. "(Bağış Erten)

Şu tabloya baktığımızda G.Saray'ın şampiyonluk şansı kalmadı gibi... Daha da ilginci şampiyonlar ligi şansı da neredeyse kalmadı.. Yani bir tartışma vardı, G.Saray Fenerbahçe şampiyon olmasın diye maçı verir mi diye, daha da komik bir durum ortaya çıktı... Hem Bursa'nın yoluna taş koydu, hem de şampiyonlar ligi şansını azalttı...

Bursaspor cephesinden bakalım... Şampiyonluk yolunda emin adımlarla yoluna devam eden takım görüntüsünde son üç haftadır karıncalanmalar başlamıştı.. İstanbul Büyükşehir maçında alınan yenilgiyle başlayan bir düşüş göze çarpıyordu.. Antalyaspor'u son dakikalarda yeniş ama Gençlerbirliği'ne de puan kaptırmışlardı... Ve son 5 haftada toplam 7 puan kaybettiler...

Dolayısıyla bundan sonra kalan iki maçlarından da kesin galibiyetle ayrılır demek çok zor... Kaldı ki, Kayserispor ve Beşiktaş ile oynayacaklar... Ankaraspor maçı önemli bir avantaj, Fenerbahçe o hafta Ankaragüğcü deplasmanına gidecek buna fazlasıyla güveniyorlardır eminim ama izlediğimiz Fener takımı dağınık görüntü sergileyen başkent ekibini geçmekte zorlanmayacaktır...


İbre tamamen Fenerbahçe'nin lehine döndü.. Bu takım bir başında bir de sonunda seri yaparak işi götürme davranışını şampiyonlukla pekiştirmez umarım, çünkü her yıl rakip Anadolu'dan çıkmayabilir... Ayrıca ezeli rakipleri de bu kadar kötü yakalanmayacaktır!

Dönenim tekrar G.Saray cephesine... Onca transfer, dünya markası bir hoca geçen yıl beşincilik, bu yıl üçüncülük... Kewell, Baros, Jo, Neill, Keita, Elano, Franco, Arda, Dos Santos.. kadroya bakar mısınız? Yabancı hakkını, hakkını vererek dolduran ama Neill ve Baros dışında aldığı paranın hakkını vermeyen bu yıldızlar topluluğunun Adnan Polat ve yönetimini ne kadar zora soktuğu ortada sanıyorum...

Hiç yorum yok: