17 Nisan 2010 Cumartesi

Türk futbolunun yükselen değeri...


Bursaspor taraftarının sevgilisi Ertuğrul Sağlam... Gittiği her takımda adından söz ettiren France Football'un gelecek vaadeden teknik adamlar listesine girmeyi başaran Sağlam, şampiyonluk iddiası taşıyan Bursasporla birlikte büyüyor... NTVSpor'dan Devrim Çetin bana taraftarın ona taptığından söz etmişti.. Hatta küfürlü tezahüratın değiştirilmesi talebi dahi onu kırmamak adına yeniden yazılmıştı.. Bu araştırma dünden bugüne Ertuğrul Sağlam'ı daha yakından tanımamıza olanak sağlayacaktır...

Ereğli Erdemirspor'da futbol kariyerine başlayan Sağlam, Fenerbahçe'nin alt yapısına tavsiye edilir ve bugün şampiyonluk yarışındaki en ciddi rakibinin genç takımında da forma giymeye başladı... Sağlam bir taraftan da akademik eğitimine devam ediyordu (yaşadığımız coğrafyanın ikliminin alışık olmadığı bir hava olduğu için eklediğimizi de belirtelim)

Daha sonra bu hafta sahasından puansız gönderdikleri Gaziantepspor'a transfer olur... Antep, profesyonelliğe de ilk adım attığı yerdir aynı zamanda.. Derken bir yıl sonra memleketine döner ve tam 5 yıl Samsunspor forması için ter döker... Yükselen yıldızı onu yeniden İstanbul'a taşır...

Beşiktaşlı Ertuğrul günleri başlamıştır... 6 yıl gibi bir süre siyah beyazlı takımın formasını giyen ve 106 golle efsaneleşen Sağlam, her ne kadar Toshack döneminde futbolunun son dönemlerini sağ bek olarak geçirse de taraftarın gönlünde her daim özel bir yer edinmeyi de başarmıştır... Daha sonra yeniden Samsunspor'a geçen Sağlam, faal-futbol hayatını da bu kulüpte sonlandırmıştır... Yılları tek tek yazmadım ama ilk profesyonellik 1986/Antep... 2003'te de futbolu bıraktı.. Merak edenler yazıdaki bilgileri takip edip, toplayıp çıkartabilirler...

Ertuğrul Sağlam futbolculuk kariyeri süresince çeşitli kademelerde toplam 41 kez milli formayı da giymiş, 11 gol kaydetmiştir...

Teknik adamlık kariyeri aslında futbola başladığı dönemlere denk gelir... Spor akademisi mezunu olan Sağlam, sporun bilimsel yanını futbolculuk hayatı süresince de önemseyen ender insanlardan biridir... İlk eşofmanlı deneyimi ise Erdoğan Arıca ve Multescu dönemlerinde Samsunspor'da edinmiştir...

İki teknik adamdandan aldıklarını demlemeye bırakmadan bir yıl sonra 2004-05 sezonunda kırmızı beyazlı takımın başındaki isimdir artık... Buradaki dönemi adaptasyon olarak değerlendirelim... Ve ilk ciddi görev yerine geçmesiyle birlikte Sağlam'ın teknik adamlık felsefesi üzerine laflamaya başlayalım...

İki yıl sürecek bir maraton için bavulunu toplayıp Kayseri'nin yolunu tutan Sağlam, iddialı bir yönetim ile ligin üst sıralarını zorlayacak bir kadroyla yoılculuğa çıktı...

Kayserispor zirve ekipleriyle baş edecek potansiyelde değildi ancak diğer takımlardan da daha iyi durumdaydı... Burada kaldığı süre zarfında adından fazlaca bahsettirdi.. Hatta France Football'a da konu oldu, geleceğin teknik adamı nitelemesini aldı.. Takım istikrarlı bir grafik çiziyor, üst sıralara doğru tırmanmaya başlıyordu... Maliyeti düşük ama kaliteli yabancı transferi de eklenince İç Anadolu'da futbol sohbetleri daha artma yöneliminde oluyordu..

Dörtlü savunma, önlerinde inisiyatif alan orta alan oyuncuları ve bitiriciliklerine güvendiği isimlerle başarılı bir serüvene başlamıştı.. Kanat oyuncularından daha fazla yaranma şansı bulamaması ve şehrin futbola ilgisizliği onu hedeflerini etkilese de o, bir kez daha İstanbul'un gündemine girmeyi başarmıştı.. Takımı yıldızlarını kendi yaratıyor, kulübün bütçesine kazanç getirecek transferler yapılmasına olanak sağlıyordu...

İstanbul'a, Beşiktaş'ın başına geçmesi de uzun sürmedi... 2007 -2008 sezonunun başında bu kez eşofmanların rengi siyah beyazdı... Sağlam, büyük kulübe erken mi gelmişti, onu harcarlar mıydı, Avrupa karnesi nasıl olacaktı? sorularıyla çıktığı yolculukta vasatın altına düşmeyen bir performans sergiledi aslında... Takımın Liverpool faciasının ardından kan değişikliğine ihtiyaç duyması lafları onu fazlaca rahatsız etmişti.. Oysa ligde yenilgisiz gidiyordu ve sezon sonu takımın kaldırdığı kupanın da temellerini o atmıştı...

Kısa süren Beşiktaş macerasının ardından bir süre ortalarda görünmedi.. Bursaspor'a gelişi ise gidişi gibi gürültü koparmamıştı aslında.. Güvenç Kurtar'ın yerine sessizce oturdu Sağlam... Kayserispor'dakine benzer, iddialı bir yönetim ama oranın aksine futbola aşık bir şehir bulmuştu kendisine...

Yine mütevazi bir kadro kurdu, bu kez takımın yıldızları da vardı, kanat oyuncuları da bir hayli üretkendi.... Ivankov, Turgay ve İglesias'ı da beraberinde getirdi... Sercan, Volkan ve Ozan ile hücum hattına alternatifler sunma şansı yakaladı.. Batalla ve Ergiç ile orta alanda hakim bir takım ortaya çıkmıştı... Bu takımın tüm şehre şampiyonluk şarkıları söyleteceğine sezon başında o inanıyordu muhtemelen ama bizlerin bu gerçeği görmesi Fenerbahçe'yi 3-2 yendikleri maç oldu... Sağlam ve talebeleri, Bursaspor'un sevgilisi haline geldiler....

Ertuğrul Sağlam'ın oyun felsefesi...


Modern futbolun 4-3-3 üzerine kurulduğunu ama bunun sabit bir oyun şeması değil de, kendi içinde oyunun gidişatına göre şekillenebileceğini düşünen isimlerden biri de Ertuğrul Sağlam... Hücum hattında başlayan ve defansın ön alanına dek süren bölgede hiç boşluk bırakmamaya özen gösteren bir oyun formatına sahip onun takımı...

Sercan, Turgay, Volkan, Ozan ve İglesias ile hücum hattını bazen 2 bazen de 3 oyuncudan kurulu şekilde kullanıyor... Bu onun genç-dinamik kadrosunun da hoşuna giden bir yapı... Bu şekilde, rakip yarı alanda daha fazla topu tutma ve baskı kurma şansı yakalıyorlar...

Duran topların değişmezi ise Ali Tandoğan.... Genelde o topun başına geçiyor ve bu, oyuncu alışkanlığını kazandırma çabası da takıma artı olarak yansıyor... Özellikle Ömer'in geriden gelişleri, Lucianovari golleri çok kritik puanların gelmesini sağladı bu şekilde.. Orta alanda dinamo Ergiç ve Batalla..

Bu oyuncuları Volkan ve Ozan ile desteklediği arkalarına da hem pas yüzdesi yüksek, hem hava hakimiyeti olan hem de güçlü Hüseyin ile tamamlıyor...

Geri dörtlünün sağ ve sol bekleri ise hücuma destek vermek konusunda özel izini kapmışlar...

Ama kademe kaybolmaması için bir bek ilerdeyken diğerinin beklemesi... Duran top organizasyonlarında herkesin yerinde olması da önemli tabii. Bu da hocanın disiplinli çalışması ve saha içi liderlerin etkisi kuşkusuz...

İvankov bu açıdan oldukça önemli bir isim...

Hiç yorum yok: