17 Nisan 2010 Cumartesi

Film festivalin 'en'leri..


Yıllardır İstanbul Film Festivali'nin ana mekânı olan Emek Sineması'nın yokluğunda buruklaşan festival, acısıyla tatlısıyla sona erdi... Ama bu sonun anlamı bu yıl bir başka... Festival müdavimi sinemaseverler Beyoğlu odaklı son festivali yaşadıklarını düşünüyorlar. Malum festivalin Emek'i kaybetmesi, Yeni Rüya ve Sine-Pop sinemalarının yıkılacak olması gelecek yıl kalbi Beyoğlu'nda atan bir festivalin yaşanmayacağına işaret ediyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) düzenlediği festivalin bol koşuşturmacalı geçtiğini baştan söyleyelim. Filmler ve etkinliklerarasında seçim yapmak oldukça zordu. Sinema salonları ve etkinlik mekânları arasında mekik dokuyanlar, günün sonunda yorgun da olsalar huzur içinde evlerine dönüp bir sonraki gün için enerji topladılar. Ve 15 gün de böyle geçti.

Türkfilmlerine gösterilen ilgi sinema kültürünün farklılaştığı bu dönemde sevindirici bir gelişme olarak öne çıktı. İstiklal Caddesi'nde Elia Süleyman, Todd Solondz, Tsai Ming-Liang, Jane Birkin, Klaus Maria Brandauer ve Gaspar Noe gibi dünyaca ünlü isimleri görmek seyirciler için de farklı bir deneyim oldu. 15 gün boyunca festivali takip edip bu koşuşturmacının bir parçası olurken, etkinliğin 'en'lerini de not etmeyi unutmadık.

En çok ilgi gören konuk: Elia Süleyman
Filistinli sinemacı Elia Süleyman, Türk basının en çok ilgi gösterdiği yönetmen oldu. Bu ilginin bedeli olarak da iki buçuk saat süren, sekiz söyleşi vermek zorunda kaldı.

En ilginç tartışma: Etek Günü
Komik başlayan sonra dramatik bir hal alan Etek Günü filminin gösteriminde seyirciler arasındaki atışma festivalin en ilginç tartışması olarak kayıtlara geçti. Olay gününe gidip bir duruma bakalım: Önce seyirciye kahkaha attıran film dramatik bir hal alınca seyircilerden biri "Ne oldu demin gülüyordunuz" diye salona seslendi. Salondan da "Pardon siz ders mi veriyorsunuz?" diye bir cevap geldi. Bir başka seyirci ise bu tartışmaya müdahale edip "Film izliyoruz tartışmayı filminsonuna bıraksanız," diye uyarmak zorunda kaldı. Filmin bir sahnesinde ise gülen bir seyirciye bir başka seyirci "Pardon siz gülüyorsunuz ama ben ağlıyorum," diyerek müdahale etti.

En kitsch film: Çığlık Çığlığa Bir Sevda
Ülkü Erakalın'ın son filmi daha fragmanıyla olay olmuştu. İleride kült olması beklenen bu filmin gösterimi sonrası Çığlık Çığlığa Bir Sevda, festivalin en kitsch filmi olarak akıllardaki yerini aldı.

En ilgi çeken filmi: Mîn Dit Yerli filmlerin 3.5 TL olmasını seyirciler iyi değerlendirdi. Bütün yerli filmlerin biletleri günler öncesinden tükenmişti. Lakin Mîn Dit filmine gösterilen yoğun ilgi Atlas Sineması'nın kapasitesinin sınırlarını aştı. Yaklaşık 50 seyirci dışarıda kaldı.

En çok tebessüm eden konuk: Tsai Ming-Liang
Festival müdavimlerinin yakından tanıdığı Tayvanlı yönetmen Tsai Ming-Liang bu yıl Surat filmi ile İstanbul'a geldi. İstanbul'da geçirdiği günler boyunca yüzündeki tebessüm hiç eksik olmadı.

En iddialı küsler: Türkan Şoray - Kadir İnanır
Sevgi emek ister tavrını akıllarımıza kazıyan Selvi Boylum Al Yazmalım'ın 32 yıl sonra yeni kopyası Atlas Sineması'nda gösterildi. Lakin sinemamızın birbirine en çok yakıştırılan ikilisi Türkan Şoray ile Kadir İnanır yan yana gelmeyerek aralarına karakedi girdiğini gösterdiler. Bu tavırları ise salondaki seyirciler tarafından yadırgandı. Kimi seyirciler "Böyle bir günde küslük olur mu?" diyerek ikilinin bu tavrını onaylamadıklarını gösterdi.

En hüzünlü an: Evrim Alataş'ın anılması
Mîn Dit'in senaristlerinden yazar Evrim Alataş, tam da filminin festivalde gösteriminden iki gün önce 34 yaşında hayataveda etti. Filmin gösterimine katılan yönetmen Miraz Bezar ise onu sesi titreyerek anarken tüm salon hüzne boğuldu.

En çok konuşulan mesele: Emek Sineması
Emek Sineması'ndan bahsedilmeyen bir gün olmadı. Sinemanın yıkılacağının anlaşılması üzerine protestolar yapıldı, toplantılar ve imza kampanyaları düzenlendi. Her fırsatta Emekseverler Emek Sineması'nı yıktırmayacaklarını yüksek sesle dile getirdi.

En hoş enstantane: Birkin ve Yılmaz İstiklal'de
Festivalin konuğu olarak İstanbul'a gelen Jane Birkin ile oyuncu Serra Yılmaz'ın İstiklal Caddesi'ndeki gezintisine şahit olanlar bu durumunu festivalin en hoş enstantanelerinden biri olarak seçtiler.

En az izlenen film: Köyde Panik
Antidepresan bölümünde yer alan Köyde Panik filmi nedense seyircilerden ilgi görmedi. Atlas Sineması'ndaki gösteriminde salonun üçte ikisi boştu.

En çok güldüren film: Troçki
Festivalin Antidepresan bölümünde yer alan komedi filmi Troçki salonda şen kahkahalar atılmasına vesile oldu. Bu durum filmin ikinci gösterimine yoğun ilgi gösterilmesine de neden oldu.

En iyi filmler: Çıkışlar Hediyelik Eşya Dükkanından, Akvaryum, Hücre 211, Ana, Tek Başına Bir Adam... Festivalde izleyip insanların birbirine tavsiye ettiği filmler şunlardı: Ana, Çıkışlar Hediyelik Eşya Dükkanından, Akvaryum, Hücre 211, Tek Başına Bir Adam.

En rol çalan film: Lezbiyen Vampirler
İstanbul İçeriden ve Dışarıdan bölümünde yer alan Lezbiyen Vampirler nedense ismiyle diğer filmlerin bir adım önüne geçmeyi başardı. Filmin erotik-gerilim türünün şahikalarından biri olduğunu ise kimi seyirciler filmi izledikten sonra öğrendi!

En acayip keşif: Orson Welles'in Atatürk ilhamı
Türkiye'de çekilen 1943 yapımı Korkuya Yolculuk filminde Albay Hakkı Bey'i oynayan Orson Welles'in, karakterini yorumlarken görsel olarak Atatürk imgesinden etkilendiği görmek seyirciler için en iyi keşifti.

Beklentiyi en fena boşa çıkartan film: Boşluk
Dönüş Yok filmi ile tüm dünyada dikkatleri üzerine çeken Gaspar Noe'nin son eseri Boşluk, merakla beklenen filmlerdenbiriydi. Ama gösterim sonrası genel olarak filmin beklentileri karşılamadığı yorumları yapıldı.

En iyi zar atan: Nadir Öperli
Dünya Festivallerinden bölümünde yer alan Koca Dünyanın Kurtuluşu Pusuda filmi vesilesiyle sinema yazarları ve sinemacılar arasında düzenlenen tavla turnuvasının galibi sinema yazarı Nadir Öperli oldu. Öperli'nin ipi göğüslemesinde attığı zarların payı büyüktü.

En hararetli basın toplantısı: İKSV'deki Emek Sineması toplantısı
Emek Sineması'nın 'kaderi'yle ilgili İKSV'de düzenlenen toplantıya, sinemanın yenilenme çalışması projesinin müellifi Mimyapı Mimarlık'tan mimar ve restoratör Fatih Kesgün de katıldı. Kesgün gerçek planı açıkladı. Sözleri sık sık toplantıya gelen sinemacılar ve Emekseverler tarafından kesilen Kesgün, sinemanın yıkılmayacağı iddiasına kimseyi ikna edemedi.

En kalabalık parti: Tülay German partisi
Festival kapsamında düzenlenen partilere geçmiş yıllara oranla katılım yüksekti. Jameson'ın Salon'da düzenlediği partiye ünlü oyuncular rağbet gösterdi. Lakin Tülay German Kor ve Ateş Yılları belgesel ekibinin Cezayir'de düzenlediği partiye katılım daha fazla oldu.

En şaşkın yönetmen: Jacek Borcuch
Sevdiğim Her Şey'in yönetmeni Jacek Borcuch, filminin Yeni Rüya Sineması'ndaki gösterim öncesi, "Film bittikten sonra sorularınızı cevaplamak isterim," deyip seyirciye iyi seyirler diledi. Film bitti ama Borcuch soruları cevaplamaya gelmedi. Sonradan öğrenildi ki, yönetmenin saati geri kalmış onun için gösterimin sonuna gelememiş.

Hiç yorum yok: