27 Nisan 2010 Salı

F.Bahçe ve Bursaspor da kardeş takım!

Kardeş takım meselesine fena takılmış durumdayım! Neymiş efendim, birbirlerine destek veren takımlara 'kardeş takım' deniliyormuş... Neden destek veriyorsunuz? Trabzonspor yönetimi henüz geçen hafta resmi siteden duyuru yapıyor, "Yönetim kurulumuz, 23 Nisan 2010 tarih ve 163 sayılı kararla Şanlıurfaspor'la kardeş kulüp olma kararı aldı." Neden böyle bir karar alınıyor? Fenerbahçe ile kupa finalinin Urfa'da oynanacak olmasıyla bunun bir ilgisi olabilir mi?

Önce meselenin adını doğru koyalım, 'kardeş takım' denilmez bunal arkadaşlar. Bir takım alt ligden ya da farklı coğrafyadan bir takımı 'pilot takım' olarak seçer ve eldeki yetenekli fakat 'olmamış' oyuncularını pişmeleri için gönderir... Fenerbahçe'nin Beylerbeyi, G.Saray'ın Bakırköyspor ile kurduğu ilişki mesela buna örnektir...

Bunun adı kardeş takım olsaydı, Fenerbahçe ile de Bursaspor'un kardeş takım olmaları gerekirdi.. Yakın tarih, 2006-07 sezonunda Fenerbahçe Edmar de Souza'yı, Bursaspor'a kiralamıştı... Şimdi Zapo da Beşiktaş'tan kiralandı diyebilirsiniz... Beşiktaş kontenjan açma telaşındaydı, Fenerbahçe ise 'Mateus' lakaplı Brezilyalıyı baya baya 'pişmesi' için göndermişti, oyuncunun alınma amacı da buydu zaten... (Ha yok renkse mesele, sarı da var lacivert de)

Gelelim, kardeşlik meselesinin böyle tavan yapmasına vesile olan ayağına: Bursa-Ankaragücü kardeşliği... Bu iki takım sınıfsal, sosyolojik, ekonomik ne tür bir ilişki içerisinde? Livorno'ya, Adanademirspor'a, Roma'ya, Empoli'ye, Liverpool'a, St Pauli'ye destek verilmesini anlarım... İdeolojik temellidir... (Hatta Bursaspor ile Roma aynı kaderi paylaşıyorlar şu anda, liglerinin bitimine 3 hafta kalmış ve ikisi de liderlikten olmuş durumda, alın size hissi yakınlık... Hadi kardeş takım olalım!)

Bizim futbol öğretimizde ise sınıfsal bir taraf, duruş olmadığı için ve bence amatörce kutuplaşmalar doğuruyoruz kendi içimizde...Hele hele köklerini Ankaraspor'dan alan ve bu şekilde ayakta duran ve aile şirketi tadındaki Ankaragücü'nün taraftarının kendi takımlarına sahip çıkmak konusunda sessiz kaldığı da düşünülürse, Bursaspor'a nasıl sahip çıkacakları sorusu düşündürmüyor mu?

Her şeyi bir kenara bırakalım... Aynı ligde, Gençlerbirliği ve Hacettepe'nin yer almasının yarattığı sıkıntının (ki o başlı başına vahim bir durumdu, gelirlerin tekelde toplanması da işin içine girmişti) bir benzerinin oluşmasına zemin hazırlamıyor mu bu durum?

Fenerbahçe, Ankaragücü ile oynayacak ve başkentli taraftarlar kardeş takımları şampiyon olsun diye mi takımlarını destekleyecekler? Bu iyimser tablo tabii...

Diğer olasılıklara göz atalım... İki takım ligde kalma yarışında rakip olsalardı ya da şampiyonluk yarışında... Bu durumda nasıl bir kardeşlik olurdu? Bambaşka bir örnek, Ankaragücü düşme hattında ve son maçı Bursapor ile oynuyor kazanırsa ligde kalacak, kaybederse düeşecek... Böyle bir konumda neler konuşulur, yazılır, çizilir düşünebiliyor musunuz? Yani neresinden tutarsanız elinizde kalacak birşey bu kardeş takım psikolojisi...

Temeli olmayan birlikte duruşların adının 'kardeşlik' gibi hoş bir tanımlamayla güçlendirilmesi kısa vadede hoşluktur elbette. Kriz durumlarının sevimli yüzüdür bu sıfatlar genelde! 'Hepimiz kardeşiz' edebiyatının çıkarların örtüştüğü durumlardaki güçlü etkisi, çıkarların çatıştığı noktada aynı derecede güçlü sıkıntıların da doğmasına neden olabilir...

Yeri gelir, kendi takımınızın pozisyonu için diğer takıma destek verirsiniz... Mesela Fenerbahçelilerin haftasonu G.Saray'ı ya da Diyarbakırsporluların Beşiktaş'ı desteklemesi gibi, bu anlaşılır bir durum... Ama sadece bu, fazlası bizim futbol iklimimizin kaldıramayacağı bir fırtınaya sebep olabilir...

Hiç yorum yok: