1 Nisan 2010 Perşembe

"Az hata yapan kazanacaktır"




Hani derler ya "Savunmacı transfer edeceksen çamurdan olsun ama İtalyan olsun" diye, Ferrari'ye de ilk geldiğinde çok yakından tanımayanlar o gözle bakmıştı. Serie A menşei bakımından kariyerli bir futbolcunun geldiği ortadaydı. Bazı tereddütler de yok değildi. Lâkin o bize farklı yönleri olduğunu, özellikle de oyun alanı içerisinde katı İtalyan sertliğini uygulamadan da defans yapılabileceğini gösterdi. O sahadayken Beşiktaş'ın savunmada bambaşka oynadığı söyleniyor artık. Soyadı gibi oynadığı söyleniyor: Zarif ama tatlı sert. Şimdi taraftarın en sevdiği isimlerden biri. Sempatik tavırlarıyla röportaj sırasında bizi de etkileyen İtalyan oyuncu, tecrübesini, bakış açısını sözcüklere yansıtmaya çalıştı.

Yaklaşık sekiz aydır Türkiye'desin. Türk futbolu için muhtemelen daha belirgin fikirlerin oluşmuştur bu sürede. Türk futbolunu dünya futbolunda nerede konumlandırabilirsin? Biz Türkler genelde teknik olduğumuzu düşünürüz, sen nasıl görüyorsun?

Bir kere Türkiye artık önemli futbol ülkelerinden biri, bunu söylemek lâzım kesinlikle. İtalya ile karşılaştırdığım zaman ise Türkiye liginin fiziksel açıdan daha zor şartlar sunan bir lig olduğunu söyleyebilirim. Ancak ülkenizde fiziksel yapı ne kadar güçlüyse, düşünsel oyun ve taktiksel içgüdü o kadar az işin içerisine katılıyor da diyebilirim. Fakat tüm bunların arasında en vahim taraf Türk futbolunda taktik yok. Yani ekol olarak bunun eksikliği gözüküyor.

Genelde Türk defans oyuncularının ve defans kurgusunun temel probleminin yan toplar ve duran toplarda yerleşim problemleri, taktiksel problemler olduğu söylenir. Sen bu konudaki eksiğimizi ne derecede görüyorsun?

Bunlar tabii ki antrenmanla aşılabilecek, antrenmanla geliştirilecek noktalar. Örneğin köşe vuruşu pozisyonunda uygulayabileceğiniz iki defans opsiyonunuz var. Birincisi, alanı savunursunuz. Bunun için hafta boyunca sürekli tekrar yaparak çalışmak durumundasınız. Çünkü bu sayede herkesin nerede olacağını bilmesi gerekir. İkincisi ise adam adama markaj şeklinde savunmanızı kurgularsınız. Eğer adam adamayı tercih ediyorsanız, artık orada bireysel olarak güçlü olan, daha az hata yapan kazanacaktır. Ancak Türk futbolunda bunun eksikliğinin temele inilerek çözülmesi gerekiyor. Bunlar sonradan çalışarak gelişir dediğim gibi. Ancak genç Türk futbolculara bunu temelden öğreterek, bu konudaki eksikliklerin giderilmesi çok daha önemli.

Radikal yazarı Asena Özkan:

‘Vahim olanı Türk futbo-lunda belirli bir taktik yok. Ekol eksikliği göze çarpıyor...’ Merakım; sakatlığı nedeni ile dün gece başkentte forma giyemeyen Matteo Ferrari’nin bu gözlemi neye dayanarak Tam Saha Dergisi’ne aktardığı... Şayet Matteo Ferrari’nin baz aldığı formasını giydiği Beşiktaş ile teknik direktörü Mustafa Denizli ise irdelemesi kusursuza yakın diyebilirim! (Radikal, 3.4.2010)

Not:İşte Tam Saha'dan Caner Eler'in Ferrari ile gerçekleştirdiği röportajın tamamını okumak için tıklayınız

Hiç yorum yok: